EFENDİ 2
Sevgili dostlar.
Arada bir sizlere okuduğum kitapların kritiğini yapıyor, kitap hakkında düşündüklerimi sizlerle paylaşıyorum. Bugün de tine bir kitap tanıtımı ve kritiği ile yazımı şekillendireceğim.
Kitabın Adı:Beyaz Müslümanların Büyük Sırrı (Efendi 2)
Yazarı:Soner Yalçın
Yayınevi ve Tarihi:Doğan Kitap 2006
Efendi l kitabını 2004 yılında büyük bir keyifle okumuştum. Her ne kadar Turgut Özakman, “Şu Çılgın Türkler” kitabında Soner Yalçın’ın işi abarttığını, kurgularla doldurduğunu, kişileri ve olayları efsaneleştirdiğini, yazdıklarının “Kurtlar Vadisi” dizine uygun olduğunu okumuş olsam da, yinede bir solukta bitirmiştim.
Aynı heyecenla “Beyaz Müslümanların Büyük Sırrı” kitabına başladım. Fakat aynı heyecanı bulamadım. Konulara girdiği zaman, çıkması uzun sürüyor. Adeta zorla kişileri Sebetay Sevi’ye, olayları Sebetaycılığa (Yahudi Dönmesi) getiriyor. Mehmet Akif Ersoy’dan başlıyor mesela, 200 yıl geriye gidip onu bir sürü kişilerle irtibatlandırıp, söylemek istediğini hemen yapıştırıveriyor.
Gayesi İslam olmayıp hatta İslam aleyhine mücadele etmiş bir çok şahsı ki; nufus kağıdında İslam yazısından başka hiçbir bağı olmayanları meslek ve meşrebine göre bir tarikatla bağlıyor, sonra söylemek istediği yapıştırıyor.
Yine kitabında tam tersi de oluyor. Ömrünü İslama ve Kur’an-ı Kerim’e adamış bir çok insanı, hayatının bir karesinde görmek istdiği kişi ile ilişkilendirip hemen “senbetayist” damgasını yapıştırıveriyor. Kitabını yazdığı esnada ve öncesinde veya daha önce bir ropörtaj, açık oturum, panel, söyleşi ortamında “sebetayist” olmadığını söyleyenlere pişkin ve biraz da küstah bir tavır ile, “Tabi itiraz edenlere de onların söylediklerini esas alıyorum, ama “ama” dedikten sonra söyleyebildiğini söyle. Öylede yapıyor.
Bazen de yafta vuracağı kişinin hayatında bir enstantane, bir kare, bir resim, bir belge bulamayınca bu sefer geçmişine sarılıyor. Anasına geçiyor, bulamazsa babasına, bulamazsa dedesine, bulamazsa ninesine yine bulamzsa bulana kadar çıkıyor. İnanın karaladığı kişi seceresini veya sülalesine ait bilgileri onun kadar bilmiyordur.
Kitabın ilgimi çeken bir tarafı da, hedef aldığı kimsenin hayatında, sülalesinde ve geçmişinde bir şey bulamamışsa bu sefer de, bacanağının kardeşinin ablası ile evli. Teyzesinin kayınvalidesinin eşi. Damadının dayı çocuğu ile bacanaklar gibi ifadelerle tahtaya oturtup başlıyor ateş etmeye. Yine iddia ediyorum, karalamaya çalıştıkları bu birlikteliğin farkında bile değildirler.
Kitabı okurken şimdi sırada kim var, onun dedesi kim çıkacak, bakalım irtibatı nasıl kuracak diye merak edip sonunu getiriyoruz.
“Efendi 2” kitabını okuduktan sonra bir-iki saptama da ben yapayım. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed 20. Dedesinin Hz. İbrahim olduğu söyleniyor. Hz.İbrahim’in oğlu Hz.İsmail Hz. İshak’ın kardeşi aynı zamanda. Hz. İshak ise İsrail diye anılan Hz.Yakub’un babası. Bu sizce tesadüfi olabilir mi? Acaba “Sevitay Sevi” 30. Kuşaktan Hz. Yakub ile amca çocuğu olabilir mi? Kitabın yaklaşımı bu.
Bir örnek daha vereyim. Siyasilerimiz her katıldıkları toplantıda resim çekilirler. Sanayicilerle, esnaflarla, işçilerle, memurlarla, köylülerle, mitingler vasıtası ile tüm taraftarları ile ve bazen seçim çalışmalarında kahvehanede olsun ticarethanede olsun sokakta olsun ondan olmayan birçok vatandaş ile resim çektiriyorlar. Hele şimdi bir de selfie modası varki sormayın gitsin. Bu siyasilerimiz resim çektirdikleri vatandaşların binde birini bile tanımazlar. Zaman ve mekan icabı orada olduklarında bu karenin içine girmişlerdir. Bu resimleri bile aklınca delil gösterip karalama çalışması yapıyor sayın Soner Yalçın Bey.
Kayıt Tarihi : 7.12.2016 14:51:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Osman Erdoğmuş](https://www.antoloji.com/i/siir/2016/12/07/efendi-2-makale.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!