Gözlerim buğusu ve ışıldayan tozlar,
Ruh suretinde görünen o eski dostlar…
Titreyen bedenim cani gözlerden kaçar.
Kalbim durmak için durmaz atarken
Seyretmekte ölümle karşılaşmamış çocuklar.
Bin bir benan yar verseler
Senden gayrı yok menekşem
Bin bir koku çiçek serseler
Senden ala yok menekşem
Derviş ayrıl buyursa
Kün'i oksız etmeyenin
Ötüken balıg bilmeyenin
Kağan'ı kutlu olmayanın
Uluş Tabgaç'a varmazmış
Toyu şen etmeyenin
Ellerime bahşettiğin ellerin
Ve avucumda sönmeyen güneş
O an Mecnun çölleri ne serin
Ne denli sıcak avuçlarımda güneş
Her bakışın o büyülü alemde
Güneş ziyadesiyle soğuk
Çetin zemheri yaşatmakta
Ayazıyla günler boğuk
Son kez gönlü dondurmakta
Kömürler soğuk odalarda
Osman Paşa aksiyle gürlemekte Tuna
Toprakları şan ile parlamakta uğruna
Plevne hattında dökülen yüz bin kelle
Kanlı gazanın destanı yazılmadı elle
Nice sultanlar geldi
Nice hanlar cihana
Ne hükümleri geldi
Ne şanları kulağıma
Hepsi yalan dünyada
Zindanda beklemekten puslanan gece
Bense sade bakıp düşünmekteyim
Ondan mısramdan dökülen her hece
Biraz esrarlı biraz garip ve de düzmece
Memleketime ne olmuş?
Pek garipçe halimiz var.
Gümüş dere tabi durmaz
Ama şimdi yorgun akar.
İçimize ekilmiş
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!