Lise yıllarında şiir ile tanışan ve bunu tutku haline getirmiş bir yeni yetme
Kafadan yapılmış bir beton
ve hangi yastık olsa büker yüzünü.
Gönlü geçmiş sözlerin bile, hangi cümle
başlasa bir yanından senin
bir yanından geçmiş taş kadar ağırlaşır bu gece
hangi taştır ki serilsin, döşeklerin üstüne
ilkin, düş görmüş günün sabah güneşi kadar soğuk
ve kezlerce ilkin sonu olur ancak bir defa kadar bile olamadan
kader,
gün ortası durmuş bir saatin uçan kuşu kadar özgür
döner yüzünü bir yol altından kapı olsa açılmadan,
Canım acıyor bunu hissettin mi?
Sende kalanları geri ver,
sen buna dayanamazsın
Bilir misin kalbin uzakta, bir dağ başındaki sis kadar nemli,
ve gözlerin bir ufkun çizdiği kadar uzak senden,
nasıldır yaşamak yuvadan uzakta?
Bu dünya ağırlaşan bir duman dudaklarımda
Oysa ben bir çiçektim zamansız koklanmış,
Koparılmış!
Gitmek vakti gelmiş eski bir lisanda…
Susulmuş,
Kimdir ki hala o ekmeğin karası ağzında
seni düşünmek, olmanın bir sebebi gibi
ki ancak anlamdır en az senin rengin kadar,
mavi...
uzayan günlerin takvimi kadar uzaktır,
her gün yeniden başlasam, yeni bir sana
beni rahatsız ediyor,
bilmiyorum, uyuyamadım,
oysaki geçmiştim bugün,
aklımda boğazın doyumsuzluğu
ve manzarası hayatın
yavaşça git
adımların dahi bırakmasın rüzgarların yanağında bir nefes
git ve silinmeden izlerin henüz,
bir anlamı olsun yokluğunun
dönme geri,
ve bir ben daha yok oldu,
binbirlerce içinde bir sen kaldın
kör kedinin gözlerinde anlam oldu tanrı
rüyalar çalınan kapılar gibi açıldı birer birer
ve bu şiir gözlerini aradı geçen her birin içlerinde
bir mavi olsa, her bir başkanın tonu,
bir diğer ölüm kuşatsın gözlerinde
şayet kalabalık bir sözün yana yana dizgelimi
adından bir çıkarır
adın kendi kendine bir başka
Üşür bir akşam,üşürse sessizliğinden
Gönlümün çarkları,paslı ve ağır
Kaskatı renksizliğine ket vurur
Ve kokun,hapseder baharları
Kokun… Bir pazar sabahı




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!