Ben seninle, küllükte bile yaşardım.
Güllük gülistanlık etmesini bilirdim, viraneleri.
Ta ki soldurana kadar,
Bir zamanlar güle benzettiğin çehreyi...
(Edirne, 2006)
..
Hint fakirini
Çivi yatağından çektim aldım
Ve attım kuş tüyü yatağa
Acıdan öldü zavallı
Şaştım kaldım
(Edirne - 1972)
..
sevgine demir atmak için yanaştım gönlünün kıyısına
gözünün yakamozuna aldanmış yüreğim...
uçsuz bucaksız bir umman sendeki duygular
ben, sende gözükmüyor hala...
Çiğdem SELÇUK/EDİRNE
..
Sıla Benim, Gurbet Benim ' Memleketime Şiirler ' ve Onun
Yazarı Nevzat Bilgiç Hakkında....
Yazan: Araştırmacı, Gazeteci, Yazar Nazif Karaçam
Şair büyük insandır. Özellikle Memleket Şairi ise, daha büyüktür. Memleket Şairi olmak da kolay değildir. Bu tür şairlerde öncelikle Yurt ve Ulus sevgisi, geçmişin değerlerine bağlılık, Tarihe sevgi, Kahramanlara saygı başta gelir.
..
Gurbet eller tuzak bize.
Mutlu olmak uzak bize.
Yillarca ayrilik çektik,
Yazik bize yazik bize.
V.BİLİCİ
Aralik-1990 Enez-EDİRNE
..
Hani gün gelir ya,bazen de gelmeden geçer gider sonu dramla biten masallar gibi; erkek kıza kavuşamadan ölür oysaki kız ondan önce ölmüştür o sevdada...İşte böyle bir hikaye bizimkisi; geri kalmış saatin yanılgısı,yalancı güneşin ışık süzmesi.Ardahan'la Edirne komşu,İstanbul'sa kuzey ve güney kutbudur yüreklere çizilen haritada.
Ortada bir savaş vardı; bir savaş varsa iki de taraf olmalıydı.Tarafları cesurlar ve korkaklar oluşturuyordu bu savaşta ya da kalıba sığmayan yürekler ve boş sözler.Korkakların silahı boş sözlerdi oysa daha hiçbir yürek ne yaralanmış ne de ölmüştü bu kurşunlarla.Bu yüzden yitiriyordu cümleler anlamını; halbuki dilden çok kolay düşerken,dile gelene kadar çok yol katediyordu vücutta kelimeler...Ve öyle bir teraziydi ki buortası yoktu; kefeleri yükten,yükleri göründüğünden daha hafifti sevdaların.
Bir pazar yeriydi sevda sokağı; farklı tezgahların olduğu,tek giriş ve tek çıkıştan ibaret.Girişte çiçekçi bir kız,çıkışta mendil satan bir erkek vardı.Herkes ömründe bir kez uğruyordu bu pazara.Kiminin elinde tomurcuklanırken,kiminin eline değmeden sokağın ortasında soluyordu çiçekler ve bir çiçeği yaşatabilme ihtimaliyle tekrar dönenler vardı o sokağın başına.Oysa bir çiçek soldu mu çıkmaz sokaklara dönerdi,bomba düşerdi pazar yerine ve ortalık kan kırmızı...Tanrı emanetini geri almak isterken susuyordu herkes,kana susuyordu çiçekler.Biliyordum tanrı emanetlerini toplamaya başladığında bir yıldız kayıyordu gökten ve ben bu yüzden hep kutup yıldızını izliyordum geceleri.Çünkü o kaydığında sonu dramla bitmeyecekti masalların,kimsenin elinde solmayacak,bulutlar sevişirken kana susamak zorunda kalmayacaktı çiçekler...
İki el vardı sevdaların yakasında,ayrılığa ait iki el...Yakayı kurtardığında parmak izleri kalıyordu geriye ve karışırken yüzler başka yüze karlar yağıyordu yüreğin çatısına,buzullar sırnaşıyordu oluklara.Bir yüzde binlerce surat vardı ve karşındakini tanımak yüzde birdi binerken sevda kayığına.Kaymıyordu işte kutup yıldızı ayrılıklara inat,parmak izleri kalıyordu yakada ve artık suratına baktığım herkes tanrının topladığı emanet olmak istiyordu...
..
' Bir Belde ' i Tayyibe...'
Ki o Şehr ' i Edrine …'
Ne acılar görmüş bu güzel,
Barınak olmuş, her defasında,
Binlerce göçmene...
Halâ gözleri var Yaban ' ın,
Gözleri çıkasıca...
..
Buldum onu Yüksekkaldırım’ın dibinde
Bir çöp kutusuna yaslanmış
Beli kırık, boynu bükük,
Umutları sönmüş,
Gitti gidecek
Bir ummanın maviliklerine.
..
Bir Ulu Kubbe ve dört minare,
Dendi mi akla gelir Edirne,
Be Ozan! … Neden suskun kalemin?
' Dizeler eğilmiş bak! ... Önlerinde Seccade.... '
İşte sedef kakmalı, oyma güzel bir kapı,
Sanki esmer gerdanda; fildişinden bir takı,
..
ya özgürlüğümü düşünüyorum
ya seni..
sende sonsuzluk var
sonsuzlukta sen...
(22.06.04)
..
Yahya Kemal'in güzeli
Orhan Veli'nin garipliğine
Bir kat daha ekleyen
Tüm şairlerin bugüne dek
İlham aldığı
Adına şiirler yzdığı
Güzel İstanbul!
..
unutamamışsak gülmeyi
ayaktayız demektir
hâlâ...
23.05.04
f tipi hapishane EDİRNE
..
BİR GEZİ HİKAYESİ
Bir Mayıs sabahı Ankara Otogarı yine hareketli ve kıpır kıpır bir şekilde karşıladı beni, uzun bir otobüs yolculuğu sonrası, yine Ankara’ya gelmiştim. Devlet görevlisi olduğum için sık sık zaten bu şehre geliyordum ama bu gelişim daha farklıydı, çünkü özel olarak kendime ayıracak zamanım vardı en azından ve ben bu zamanı dostlarla geçirmeyi planlıyordum. Önce telefon trafiği oldu çünkü dostlar gündüz çalışıyorlardı, bende bu arada kendi işlerimi hallettim, akşam üzeri sevgili Hünkar DAĞLI abim ile buluştuk, bir müddet sohbet edip farklı dostlarla tanıştırdı beni, bu arada aradık Ümüt GÜNGÖR abimde geldi yanımıza, hepside çok güzel insanlardı, sıcakkanlıydılar, hiç yabancılık çekmedim aralarında. Daha sonra
Hünkar abi ile konuşmamız.
- “Hadi bir Cafe’ye gidelim oturalım Fahrettin ile Fatih’te gelirler” dedi.
- Pekala abi sen nasıl istersen, zaten bende Fatih kardeşimi özledim, birde Fahrettin ile tanışırız inşallah.
..
İLAN-I AŞK
Seni sevdim
Senden habersizce
Biliyor musun?
15 Haziran 1983, Edirne
..
Yıldırım düşse ürpermezdim, gözlerine baktığım anlar kadar.
Bakışların çarpardı gönül pencereme, esen rüzgarlar gibi.
Zamanla bir oyuna daldık, adı medcezir; geldik, gittik, bittik!
Ayrılan yollarımızın yönünü sen ve ben; biz belirlemiştik!
(aralık iki bin yedi edirne)
..
Yozgat'a uğrarsan yiğitler tartar,
Kayseri Çorumda kilonu tartar,
Çanakkale Edirne façanı bozar,
Sakarya'ya uğrayayım demeyesin ha.
Bingöl Bitliste çırparlar tozun,
Isparta burdur'da bozarlar pozun,
..
Gönüllerde bir özlem,
Akıncılar... Sevecen,
Yedikleri üzümün,
Bedelini ivecen,
Kütük diplerine,
Bağ içinde terk eden...
..
Kar yağarken bu sene Edirne'ye
İkinci kez boyandı beyaza
Kar çiledir zemherinin ayazında
Karakış derler bu aya
Edirne gibi bir kente kar değil
Bir dantel yağıyor adeta
..
Hacı Bayram-ı Veli-(Araştırma_inceleme) -7-EMİR SULTAN ve HACI BAYRAM
MUSTAFA CEYLAN
***************************
..
Üç odalı bir evim vardı
üç odasında birer kitaplık
Üç kitaplığa sığdıramadım
üçyıldız'ın üç kısa mektubunu
Evi yapan üç ustayı vuramayacak kadar korkaktım
..