Edip Akbayram'a Şiiri - Yusuf Ter

Yusuf Ter
776

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Edip Akbayram'a

Eğilmedi başı dik duruşuyla
İşte onun adı Edip Akbayram
Protest müziği, sol görüşüyle
İşte onun adı Edip Akbayram

Akbayram, Akbayram, Edip Akbayram
Bu Şair Yusuf da hep sana hayran

Ne yolundan döndü, ne baktı geri
Zalimlere inat durdu ileri
İşçi sınıfının yanında yeri
İşte onun adı Edip Akbayram

Akbayram, Akbayram, Edip Akbayram
Bu Şair Yusuf da hep sana hayran

Denizlerle aştı, dalga köpürdü
Türküler onunla, özgürdü, hürdü
Zulmün karşısında sesi çok gürdü
İşte onun adı Edip Akbayram

Akbayram, Akbayram, Edip Akbayram
Bu Şair Yusuf da hep sana hayran

Eşkıya hükümdar olamaz dedi
Türküler söylenir yanamaz dedi
Hep özgür düşündü özgür söyledi
İşte onun adı Edip Akbayram

Akbayram, Akbayram, Edip Akbayram
Bu Şair Yusuf da hep sana hayran

Yusuf Ter 30.09.2011
Saat 22:40 İsviçre

Yusuf Ter
Kayıt Tarihi : 1.10.2011 01:16:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


edip akbayram 29 Aralık 1950'de Gaziantep'de doğdu. Henüz dokuz aylıkken çocuk felcine yakalandı. Bu kötü hastalığın pençesinde çocukluğunu geçiren Edip Akbayram'ın müziğe tutkusu da çocukluk yıllarında başladı. 'Haftalığımdan biriktirdiğim paralarla ünlü pop şarkıcılarının konserlerine gider, eve döndüğümde aynanın karşısında onların taklitlerini yapardım.' diyor Akbayram o yıllar için. Çocukluk yıllarında bir orkestra kurarak amatör olarak evlerinin yakınındaki bir düğün salonunda çalıştı ve başarısı çalmış olduğu düğünlerde düğündeki şahıslarla tanımışlığı olmayanlarında düğüne geldiğidir. Lisede kurdukları orkestrada Pir Sultan'ın, Karacaoğlan'ın deyişleri üzerine yaptıkları besteleri çalıp söylediler. İlk plağını da lise yıllarında yaptı: 'Kendim ettim kendim buldum. İlk plağını çıkardığı grubun adı Siyah Örümcekler'di. Plakta zaten 'Siyah Örümcekler-Gaziantep Orkestrası' ve 'Edip Albayram ve Siyah Örümcekler' başlıkları altında iki farklı baskıyla çıktı. Gaziantep'ten sonra Adana ikinci adresi oldu Edip Akbayram'ın. Adana, Akbayram'ın kurduğu orkestrayla ilk sahneye çıktığı kenttir. Burada 'Beyaz Saray' adlı bir gazinoda çalışmaya başdı. Akbayram yoksulluk içinde geçen bir çocukluktan sonra, liseyi bitirip İstanbul'a gittiği yıl 1968'dir. Liseyi bitirdiği zaman hep öğrenmeyi istediği mesleğin, doktorluğun eğitimini almak için üniversite sınavlarına girdi ve diş hekimliğini kazandı. Ne var ki müzik ağır bastı ve bu meslekten vazgeçerek kendini müziğe verdi. 'Zaten diş hekimi olsaydım, babamın bana muayenehane açacak parası yoktu ki! ' diyordu sanatçı geçirdiği o yoksulluk yılları için. İstanbul'a geldikten sonra 1971'de Altın Mikrofon Yarışması'na katıldı. Aşık Veysel'in bir şiirinden esinlenerek gerçekleştirdiği ilk bestesi olan 'Kükredi Çimenler' ile birinci oldu. 1974'te Dostlar Orkestrası'nı kurdu ve Anadolu pop müziğinin önde gelen isimlerinden biri oldu. Daha sonra Kara Kuzu, Deniz Üstü Köpürür ve Garip adlı 45'liklerle ödüller aldı ve ünü yurt çapında duyulan bir sanatçı oldu. 'Aldırma Gönül' ve 'Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz' adlı parçalarıyla satış rekorları kıran ve altın plak kazanan sanatçının çeşitli kuruluşlar tarafından verilen 250 kadar ödülü mevcuttur Edip Akbayram, zirveye çıksa da müziği paraya tercih ettiği için çocukluk yıllarındaki yoksullukların benzerlerini bu dönemde de yaşadı. 'Bu ülkede arabeskin altın çağını yaşadığı yıllarda asla müzikteki çizgimden ödün vermedim. Zaten 12 Eylül sonrası beni kimse çalıştırmadı. 1980'den 1984 yılına kadar, koskoca bir dört yıl. Zor yıllardı o yıllar. Kimse bana iş vermedi. Karımın bileziklerini ve alyanslarımızı sattık. 12 Eylül sonrası beni canavar gibi görmeye başladılar.' diyor Edip Akbayram o yıllar için. 80'ler Edip Akbayram ve benzeri müzik yapanlar için zor yıllardı. Arabesk okumasını istediler, büyük paralar teklif ettiler. Reddetti. 1981-88 arasında bestelerinin TRT'de çalınması yasaklandı. Ama 90'ların ortasından itibaren, özellikle Türküler Yanmaz albümüyle yeni bir çıkış yaptı ve kendi çizgisinde sapmadan yürümeye devam ettiğini gösterdi. Akbayram bu albümü Sivas Katliamı'nda yaşamını yitirenlere ithaf etmiştir.[1] Can Yücel'in, Oktay Rifat'ın, Ahmed Arif'in, Vedat Türkali'nin yapıtlarından bestelediği şarkılar vardı bu albümünde. Edip Akbayram başlangıçtan itibaren ne yapmak istediği şöyle açıklıyordu: 'Kalıcı bir şeyler yapmak istiyordum. Fikret Kızılok ve Cem Karaca'nın Anadolu ezgilerini pop çizgisinde söylemelerini örnek olarak aldım. Renk ve çizgide tamamen bir Edip Akbayram olarak geliştirdim. Toplumcu müzik yapmak istedim. Müziğimde geniş halk kitlelerinin yaşamı, sorunları olmalıydı. Ancak sivri, ucuz kahramanlıklardan da uzak durmaya çalıştım. İnançlarımdan, düşüncelerimden, politikamdan taviz vermeden, müzik tekniğinden yararlanarak, sorunlu, yoksul, geniş halk kitlelerine ulaşmak, daha çağdaş bir şeyler yapmak istiyordum.' 1979 yılında Ayten hanım ile evlenen sanatçının bu evliliğinden türkü ve tolga adlarında bir oğlu, bir kızı var.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Yusuf Ter