Edebiyatçı ve Eleştiri Şiiri - Necdet Ar ...

Necdet Arslan
1352

ŞİİR


92

TAKİPÇİ

Edebiyatçı ve Eleştiri

Dr C.Bernard Bildiğimizi zannetmemiz,öğrenmemizin en büyük düşmanıdır. der.Alçakgönüllülüğün ifadesidir bu söz.İletilerimde kendimden söz ederken Bilgilerimi,deneyimlerimi yeterli görüyorum. biçiminde herhangi bir iddiayı öne sürmedim.Sadece edebiyatla olan ilgimi ortaya koydum.
Bazı arkadaşlarım kimliğimle ilgili tecessüslerini ağız birliği etmişcesine yazıyorlar.
Bu konuda Nietzschenin bir sözünü anımsıyorum.Bu bilge kişi Kendinden söz etmemek çok soylu bir ikiyüzlülüktür. dememiş miydi?
Grubun düzenlediği bir şiir yarışmasıyla ilgili yaptığım eleştiri sonrası kendilerini tanımadığım,adlarını zikretmediğim,olayla doğrudan ya da dolaylı olarak ilşkileri bulunmayan kişilerin Otuziki kısım tekmili birden saldırıları,küçük düşürücü karşı koyuşları,meydan okuyuş içerikli yazıları başladı ve sürüyor.
Çeşitli ulusların edebiyat tarihlerinde,Türk Edebiyatı Tarihinde,bazı dönemlerde bu tür çabalara rastlamak olasıdır.Franz Kavka yaşadığı dönemde karşısındaki edebiyat oligarşisine karşı savaşım verirken dik durmasını bilmiş ve bu yüzden Yalnızlık,bana hiçbir zaman eksilmeyen bir güç veriyor.demiştir.
Şairim,çok sayıda şiir yazdım; bunlar geniş kitleler tarafından ilgiyle okunuyor; herkesçe tanınıyorum ve haklı bir şöhrete kavuştum...türünden bir iddiada bulunmadım.Nizar Kabbani geliyor aklımaDuygularımız sözcüklerin ötesindedir; utanmalıyız şiirlerimizden! diye haykıran O değil miydi?
Sanatçı olmak,onun ağırlığını taşımak öyle kolay bir sorumluluk değildir.Sanatçı eleştiriye açık olmalıdır.Yerine göre Geothe gibi Dilsiz gibi oturup kaldım ve ısırdım yanan dudağımı.demeyi bilmelidir.Pir Sultan Abdalın bütün zamanlara hükmeden Eksikliğim vardır ben de bilirim/Eksikliğimle kabul eyle,gel beni.dizelerini sahiplenebilmelidir.
Kendimce sorunlu bulduğum bir etkinliği eleştirmeyi; bir meydan savaşı gibi algılayarak,yüksek perdeden atanlara ne demeli? Pablo Nerudanın Biz şairler nefretten nefret ederiz ve savaşa karşı savaşırız özdeyişini anımsatmalıyım sizlere.
Sözlerimi fazlaca uzatmayacağım.Evet; Bedri Rahmi Eyuboğlu kadar olmasa bile ben de Zifiri karanlıkta gelse şiirin hasını ayak sesinden tanırıım. diyebilirim.
Başkalarına kendimi kanıtlamak durumunda da değilim.Bir yazarımız,fıkralarından birinde ancak,kurumuş kış ağaçlarının dallarının ses çıkardığını,baharda ise sessiz sedasız çiçeğe durararak,sonra yaprak açarak ve sonra da olgun yemişleriyle bize gülümseyen ağaçları örneklememiş miydi? Bu güzelliğin ortaya çıkması sessiz ve derindendir,zamana bağlıdır; ümitle olasıdır.
Kötücül kişilerin saldırıları beni ilgilendirmiyor...
Güzelliğin var olduğu yerde böylelerinin olması da doğaldır.
Eleştiriden korkmayacaksınız...
Nietzsche:Beni öldürmeyen şey,beni güçlendirir! derken galiba işkenceyi uzatan en son kötülükten,ümitten bir beklenti içinde değildi.
Albert Einstein Gerçeği aramak,onu elde etmekten daha kıymetlidir.sözünü niçin söylemişti acaba?
Eleştirİnin asıl uğraşı,gerçeği aramayı öğretmek değil midir?

Necdet Arslan
Kayıt Tarihi : 2.11.2007 20:51:00
Hikayesi:


İlgisi olanlara...

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Yüksel Nimet Apel
    Yüksel Nimet Apel

    Sevgili Necdet bey tesbitlerinize harfi, harfine katılıyorum.
    Bu kadar mütevazi olma gerçek sanırlar diye bir saptama vardır.Lakin yine de tevazu gibi bir erdemin yıldızı hiç sönmez.
    Şairliğiniz, insanlığınız duruşunuzla muhteşem şiirlerinize rağmen güler yüzlü(yineliyorum) tevazunuzla baş tacısınız.

    Kulak asmadan yazmak gerekir deneme olsun, bıktırıcı olsun en kötü şiir en iyi dost sandığımızdan yeğdir...

    Esenlikler dileğimle sevgilerimi bırakıp teşekkür ediyorum. Kalan tatil günlerinizi neşeyle geçirmenizi hiç bir şey için tasalanmamak gerektiğini söylüyorum bir abla olarak.

    Her daim yanınızdayız, yanınızda olmaktan şeref duyarak, görüşmek üzre diyorum. sevgili öğretmen hoşça kalın!

    Cevap Yaz
  • Talat Semiz
    Talat Semiz

    Eleştirinin başlıbaşına özel bir uğraş dalı olduğu, bu uğraşı tam ve doğru olarak verebilmek için, yetrinden çok fazla kültürel yüklem gerektiği açıkça ortadadır. Sözü yanlış kullanan politikacı ve yetkin kişi, yanlışını düzeltebilme olanağı bulamdığı için, 'yanlış anlaşıldım, aslınmda ben şunu söylemek istemiştim' gibi basit ve tutarsız bir tavır takınır. Bir başka ayrıntı da toplumların eleştri anlayışıdır. Konuşurken sıkça kullandığımız bir söz vardır 'yiğidi öldür, ama hakkını yeme' ifadesiyle eleştrinin objektif, tarafsız ve ortada açık, samimi, dürüst yapılması gerektiğini belirtir. Bunu başarmak, toplum genelinde uygulanabilirliğini düşünmek bizlere toplumların genel kültürünü ve özellikle eleştiri anlayışını da belirtmiş olcaktır. Bizim toplumda eleştirmek kolaydır. Çünkü eleştirmenin tek yönlü düşünüldüğü, sadece olumsuz özelliklerin dikkat edildiği, eleştirilen yapıtın küçümsendiği ifade edilmek istenir. Oysa gerçek, başarılı yanlarını da, başarısız yanlarını da dürüstçe belirtmektir.

    Sevgilerimle..

    Cevap Yaz
  • Alpaslan Akdağ
    Alpaslan Akdağ

    Pir Sultan Abdal'ın bütün zamanlara hükmeden ''Eksikliğim vardır ben de bilirim/Eksikliğimle kabul eyle,gel beni.''dizelerini sahiplenebilmelidir...

    Necdet Ağabey,
    biz yeni yetme gençlere çetrefil tuzaklarla örülmüş
    edebi yolculuğunda yol ve yordam gösterecek bir konuya
    korkusuzca el atmışsınız yine. yürekten kutlarım.

    Cevap Yaz
  • Metanet Yazıcı
    Metanet Yazıcı

    Eleştiri, Nimettir Sanatçıya... Kamçı acıtsa da; daha güzeli aramaya koşturur...
    Muhterem Hocam, yazılış gayesi ne olursa olsun; içeriğinden istifade ettim, nasiplendim... Sağ olunuz var olunuz, Rabb'im Sizden Razı Olsun...
    En Derin Saygılarımla 
    Metanet Yazıcı 

    Cevap Yaz
  • Osman Aktaş
    Osman Aktaş

    Böyle bir kalemin eleştirisinin bile onur olacağını anlayamamışlarsa onların varacağı en son nokta başladıkları yer olarak kalır.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (13)

Necdet Arslan