ÖNSÖZ
Bir bebek doğar... Odanın sessizliğinde çığlık çığlığa bir ilk nefes, ardından sükutla süregelen nefesler alınır. Nefesler karışır, annenin verdiği nefes bebeğin ciğerlerine dolar.. Huzur...
Odanın çatısında tüm huzuru ve bereketiyle yağmur damlaları kulaklara “SUS” der. Sus ve bereketin, huzurun, mutluluğun tadını hisset. Bu ilk teslimiyetin idrakine var. İlk dersini al!
Bir doğumla öğrendiğimizi bir ömre oturtamazsak; yanlış patikalarda üzgün, mutsuz, umutsuz ve hatta sağlıksız ilerlemez miyiz? İlk nefeste öğretilmemiş midir yol? İnsan doğar mı, yoksa yeni bir sınava mı girer? Tüm doğanın yolu bir iken, bizim patikalarımız kimler? Yoksa biz miyiz hatanın tümü? Hata nedir ve neden adı hatadır? İlk nefesimizin sahibinin mesajını almamışız oysa. Yitip gitmek mi, yolu bulup tamamlamalı mı? Doğru tabelaları okumanın güdüsel hazzını hiç tattık mı? Öğretilenler nelerdi, biz ne yaptık? Kederi mi yaşıyoruz kaderi mi, yoksa seçtiğimiz kaderi unuttuk mu?
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta