Ah Jack, beaux yeaux..
Gözlerini gölgeleyen kirpikler..
Elinde bir papatya nasıl da mutlusun
Kırlar seninmişçesine uzanmış..
Saçlarının dalgasında boğuluyorum
Dün akşam gri şehirde yağmurlar yağdı, seni görmedim
Yalnız güneşli havalarda açan bir çiçeksin sen
Yağmur döker yapraklarını, özenle sulanmalıdır toprakların
Bükersin boynunu usulca -Kimseyi böyle görmedim-
Dün akşam bombalar yağsa görebilir miydim seni?
Gözlerinden düşerdi gürültülü bir jet kırık kanatlarıyla
En fazla ne kadar sevebilirsin?
İşte o kadar sev bugün beni
Bayırlarda papatya aradım yoktun
Maşrapayla sulananlardan değilsin belli
Kana kana yağmur suyunu içişinden
Bana benden başka yol olmalı
Gür çıkmıyor sesim, parmaklarım
Titrek birer saz teli
Gölgem gölgeme sığınıyor
Uykum dört kanatlı bir kuş gibi
Anlatırdın
Boyunu aşan başakların arasında koşuşturmanı
Bu da senin çığlığın mı?
Kalbinin sesini kulaklarında duyuyorsan hala
Ben ölmedim
Bir eski plakta unutuldu yüzün
Solmuş güllerde aradım rengini
Ağzından söylenmemiş türküleri dinledim
Sen yürüdün ben uçmaya yordum
Türlü hayallerle süsledim hevesle yoğurdum
Yine de son kez el salladın bana
Bizim kanlı çanaklarımız vardı seninle
Yaş tahta rengindeydiler
Güneş vurunca kısılır belli belirsiz de parlarlardı
Bir çifti ıslansa diğeri kuru kalmazdı
Kuraklık olacak diyorlar
Bugün fazla yağmurlu artık
Tutamıyorum
Bıçak gibi kesiyor lafımı damlalar
Sana minnet eylemekten korkuyorum
Devlerin aşkı büyük olurmuş
Ev olmak da zor olsa gerek
Dört pencereden bakabilmek..
İçini saklayabilmek yabancılardan
Hele ki pencerelerin kırıldıysa ikisi, üçü
Soğuk da sızıyordur artık
Sana delik deşik avuçlarımla sular getirdim
Eflatun rengi papatyalar, beyaz salkımlar
Anlamadın, Orhan seni çalar seni söylerdi
Sulayacak mıydın gövdemden filizlenmiş nergisi
Ben ninniler söyledikçe sen uyandın



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!