Eda Salan Şiirleri - Şair Eda Salan

Eda Salan

Ah Jack, beaux yeaux..
Gözlerini gölgeleyen kirpikler..
Elinde bir papatya nasıl da mutlusun
Kırlar seninmişçesine uzanmış..

Saçlarının dalgasında boğuluyorum

Devamını Oku
Eda Salan

Ev olmak da zor olsa gerek
Dört pencereden bakabilmek..
İçini saklayabilmek yabancılardan
Hele ki pencerelerin kırıldıysa ikisi, üçü

Soğuk da sızıyordur artık

Devamını Oku
Eda Salan

Kelimeleri kovup kalemimden yerleşmelisin mısralara
Dizeleri kağıtta değil gözlerimde görmelisin
Oysa ne zor imgeleri hükmüne vermek
Ve de tüm benliğiyle seni gözler önüne sermek

Hiçbir şairin eskimiş sözlerinde olmamalı ismin

Devamını Oku
Eda Salan

Aklında kim veya neyin olduğunu bilmiyorum
Eğer bilseydim kendi vicdanımda
İzini sürmeksizin seni terk ederdim.
Soğuyan bakışlarının ardında titriyorum
Uzaktan öyle bitap ki bendin
İnsanlardan çekinmesem gelip,

Devamını Oku
Eda Salan

Dün akşam gri şehirde yağmurlar yağdı, seni görmedim
Yalnız güneşli havalarda açan bir çiçeksin sen
Yağmur döker yapraklarını, özenle sulanmalıdır toprakların
Bükersin boynunu usulca -Kimseyi böyle görmedim-
Dün akşam bombalar yağsa görebilir miydim seni?
Gözlerinden düşerdi gürültülü bir jet kırık kanatlarıyla

Devamını Oku
Eda Salan

En fazla ne kadar sevebilirsin?
İşte o kadar sev bugün beni

Bayırlarda papatya aradım yoktun
Maşrapayla sulananlardan değilsin belli
Kana kana yağmur suyunu içişinden

Devamını Oku
Eda Salan

Bana benden başka yol olmalı

Gür çıkmıyor sesim, parmaklarım
Titrek birer saz teli
Gölgem gölgeme sığınıyor
Uykum dört kanatlı bir kuş gibi

Devamını Oku
Eda Salan

Anlatırdın
Boyunu aşan başakların arasında koşuşturmanı
Bu da senin çığlığın mı?
Kalbinin sesini kulaklarında duyuyorsan hala
Ben ölmedim

Devamını Oku
Eda Salan

Bir eski plakta unutuldu yüzün
Solmuş güllerde aradım rengini
Ağzından söylenmemiş türküleri dinledim
Sen yürüdün ben uçmaya yordum
Türlü hayallerle süsledim hevesle yoğurdum
Yine de son kez el salladın bana

Devamını Oku
Eda Salan

Bizim kanlı çanaklarımız vardı seninle
Yaş tahta rengindeydiler
Güneş vurunca kısılır belli belirsiz de parlarlardı
Bir çifti ıslansa diğeri kuru kalmazdı

Kuraklık olacak diyorlar

Devamını Oku