Soluduğum o akşamlarda duyumsardım güzellikleri,
Hecelerdim mutluluğu yanağımdaki tebbessümlerimde,
Sen hala kayguzular diyarının yılmak bilmez meleğiydin,
Yüreğime indirdiğim güz akşamlarında soludum seni.
Solgun gecelerde, güz yağmurlarını tadardın bir başına,
Ben yine perişan olurdum, peşisıra ağlar giderdim.
Gözlerinin mavi boşluğunda kendimi bulurken,
Sen yeşil mavi dünyamda çocukluğumu özlerdin.
Kendine yeni gelmiş hülasa çocukluğumu beklerdin....
Türevi olmuştum yağan yağmurların ıslanmayan sergüzeşti.
Yeni doğan bir bebek mi, taptaze biten bir çiçek mi?
Yoksa gün batımın ışığında yeni çıkan kırmızı bir güleş mi?
Ayırdına varamadığım ve bir türlü sana doyamadığım,
Şafağın kızılında yüreğimi delip hüzmeleyen sen.
Gökkuşağı sarmalında uğruna deli divaneye dönen ben...
Sen ve ben;
Zamanın gölgesinde pervasızca giden,
Masmavi gökyüzünün boşluğunda dönenen,
Sen ve ben;
Gökyüzünün enginlerinden sürekli gözlenen,
Ve hiç bir zaman ayrı düşmemecesine kilitlenen,
Birlikte sonsuza dek ebediyyen,
Deyip kendi kendime daima ümitlenen...
Kayıt Tarihi : 6.3.2009 10:02:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Hıdır Yallı](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/03/06/ebediyyen-5.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!