sen ve ben sevgili
birbirine çok uzak,
enlem ve boylamlardayız.
ben çaresizlik çölünde susamış,
sevgin ekvator
yakıcı bent olmuş bedenime.
yanardağa döndüm
lavlarım kendimi yakmadan,
sessiz akan hüzün yagmurlarımla,
söndürdüm içimdeki volkanı.
gözden akan yaşlardan
ısındı okyanuslar.
yoruldum beynimdeki
neden niçin nerede fırtınasından.
kabuğuma çekildim
yalnızlığın kolları sarıdı beni.
sevdim bu huzru bu sessizliği.
ne kadar sürer
sabırla beklerim gecelerce,
bir gün gelecek elbette
içimdeki küllenen volkan
tekrar canlanacak.
işte o zaman
çöllerde yağmurlar yağacak,
denizlerde dalgalar çoşacak,
martılar dans edecek,
gecelerimi mavi yıldızlar aydınlatacak,
güneş ay rakip hep parlayacaklar.
kokuları büyüleyici
tanınmamış renkte açacak
lavantalar güller,
ayrılık kelimesi silinecek
dünyadaki tüm sözlüklerden.
biliyorum vakit gelecek
biz seninle sevgili
enlemle boylamın kesiştiği,
ebedi nokta olacağız.
tek bir nokta...
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,