Unutkanlıklar, zor ve çetrefilli kıvrım büklüm yolları izleri, belirtileri, zorlu yokuşlara aşırıp götüren yaşlanmanın üzüntülerin biçareliklerin ve ayrılıkların mezuniyet göstergesidir. Pişmanlıklar her neyseler ve keşkeler ahu vahlarla eyvahlar arasında sıkışmış kalmışlığın dünyayı kenara koyan ıskalanmış ve heba edilmiş ömre denk bedelde yaşamdan kopuk tükenmişliklerin işaret fişeği ve mezuniyet belgesidir. Sonsuz bucaksız yalnızlıklar artık bağlantısını yitirmiş kendine dahi ilgisi alakası olmayan en sona gelenmişliğin çölden çoraktan ibaret insanlık ücrası ve viraneler tapu senedididir..halbuki..
Halbuki her günü bahçesi goncası yeniliklere gebe rüyasına girilmedik bereketi derilmedik yaşamları günaydınlara doğurmaya hasat ve harmandan, arzusu doyumsuz sevilmelere ve sevişmelere kor yangınlığı sönmek dinmek bilmez aşk öyle mi..?
Hal bu ki kıymeti hükmün hatırın saygın - özgün ikrarı cesaretiyle kişiyi kendisine yükleyip götüren cevherlerde sevmesini ve sevişmesini bilene her karış toprak sevgiyi ekip biçen mutluluk mekasıdır, her ilerleyen sayfa suyu denişleştiren sarhoşluğun firari çalkantılarıdır, her zerrece yudum ve lokma doymuş bilmiş kanmışlığın sakinlik dinginlik ve güvenlik sınırıdır, her kıvılcımlanan ışıltıda bir sükuneti dinlendiren gölge vardır, her her civarda dağlar ovalar tepeler ormanlar yola yamaca kırlara kentlere ve ırmaklara akışıp giden zamanlarla köprü kurar dolaşır, her ısmarlanmış dua ve dilekte ayvadan nardan ekinden bostandan olmuş taneler toplayan iklimler İnsanlar kuşlar ve börtü böcekler kutlanmış devince çoğalır ve oymaklaşır, adı adresi bilinmez sevgiliyi yaşanmamışlığın tüm haklılığı tufandan şerden kasırgadan ve herkesten gizli saklı sırda sevdaya mektubu yazılıp da aşka yollanmayı bekleyen posta kuşudur...
Hepimize vurur bazan , sökülüp kopan kasır kasırgalarında yahut dipsiz bulantılarında kalabalıkları içinde sürükleyip götüren sert çetin çıkmazları çok hayatın sarmal sarpalarından çöl kadar ıssız buzullar kadar soğuk yalnızlığını yitiklik yokluk hiçlik ve yenilmişlik duygusunun yarası sızısıyla sarılıp sığınacak yol kol dal il ışık hal çareler arayışımızın uçsuz bucaksızlığına.
En uçlarda bir yerdir orası bir dorukta bir dipte bir zindan kelepçeleyen karanlık kuyuda bir gittikçe uzaklaşan yükseklerde göklerden öte zirvelerde..
Tam ordadır Aşkın gücü sihiri ve büyüsü tüm uzaklıkları örtüp sonsuz ıssızlıkları katederek kara bulutları beyazlaştıran yağmurlar gibi dağı dereyi ili ovayı yokuşu düzü denizi bakar görür sevgilisin diye hepsini sevgi toprağıyla süsler sevgili ummanında sevda kuşlarının kanatlarına herkesi kendi kalbine götüren tutkuyla ortak mutluluğun çağlayan sularına kavuşturur.
Ağırlığını boyutunu içeriğini anlamını değerini kapsamını özünü maksadını gerekliliğini ve bütünlüğünü tamamlamamış her yapı, eksik yarım hastalıklı yoksun kusurlu özürlü ve işlevsizliğiyle kendini savunmakta bütün bağışıklığını yitirmiş olan en zayıf yerinden pusuda bekleyen her türlü soruna davetiye çıkaran dokunun dışardan saldıran mikroplu virüslerine yahut içerden hücre kalıbının şekline yuvalanmış kanserli ölümcüllerin yıkıcı sarsıntısına uğrar ve tükenişini hazırlar.
Toplumsal iletişimin en hayati bağışıklığı niteliğindeki sağlıklı insanıyla özdeşen özgür duyarlı bilgili diri canlı ve özgün yaşayan ve yaşatan ortak aklın ve vicdanın dilini yolunu bağını onurunu aidiyetini kültürünü ahlakını sorumluluğunu inancını ve itibarını sosyal dokuda kimlikleştiren değerler bütününden söküp sönükleştirerek, sosyete salonvariliğin batı özentisine doğu oryantalistliğinin feodal gericiliğini montajlanmayı alıştıran ve bütün kötülükleri kabusları zorbalıkları yoklukları masum doğal mübah sayan gelir dağılımı eşitsiz adaletsizliği yaygın yerleşik hale kotaran filmleriyle mafya dizileriyle yahut güldür güldür ve benzerleriyle uygulamalı MAGAZİN ÜRÜNÜ olma pansumancılığının her seansta aşılayıp uyuşturdukları dozun şiddetini yükseltip artırarak bütün sosyal damarları yozlaşmış çürümüş ve kokuşmuş her türlü olumsuzluğun yitiklik duygusuyla boğuşan çıkışsız çaresiz insan yığınlarına kuşatıp esir alan liyakatsizliğini muhtaçlığını sinmişliğini şiddetini kavgasını cehaletini sapkınlığını eğitimsizliğini mutsuzluğunu karamsarlığını korkusunu umutsuzluğunu zorbalığını rezilliğini çirkefliğini karanlığını keyfi kanun kuralsızlık bağlamında aynı etkin ve tesirde uyuşturucu atölye mesaisi yoğunluğuyla dolgulayan sosyal dokusu ve toplumsal bağışıklığı bozulmuş ve her ünlü şöhretlisini gerek davranılta gerek yaşayışta gerek gösterişte gerek görünüşte bütün davranış bozukluğunu yarı ilah bağlamından kendi varlığına takas ve rehber edinen dürtü bağımlılığının soygun sömürülerin piyasa dolaşımına tutsak herkesi damardan aşılayan kanser hücreleri gibidirler.
Ha dünya mülkü her günden uçup buharlaşan bir nefeslik yekun toplamı hayat, ha gökten yere yağmurun yahut daldan toprağa dökülmüş boşalmış yaprak defilesinin konfetileri, ne güzel de giymiş kuşanmıştı oysa konar göçerliğini ha kelebek ha insan…aynı lehçe lisandan adı bilinmez sevgiliye iadeli taahhütlüsünden aşk ile müjde olanın. Gönlünüzü mest ve mutlu eden sonbahar dört mevsim koleksiyonlu selam sevgiyle hayatin izini süren cigligin yele güne yola yamaca güne gölgeye daga suya günese ve dogru yaprak yaprak takvim eskitip solduran ZAMAN ARALIKLARINDA dönen dolasan arayisin kendi yalnizligina vardigi ve dokundugu usulcacik KUTLU SOBEDiR hayat. Hatrinda ve hatirasinda sevgiliye duyulan özlem ve sevincle bir yudum mutluluk demi ve bir nebzecik insanlik müjdesi kalan...
Buralar karşıdaki yamaçların hayal meyal yansımasıdır, aynadakiler duvardakiler ufkun uzak cizgisindekiler ve camlara dökülüp düşenlerse insana candan içre hatırladığı kadarıyla hayal meyal. ..hic öylesine diye kendini sürüncemeye koyan söylemlerin rüzgarin koynunda ateşle oynamak misali dediklerine… gönlünde insan, mutunda zaman, kalbinde aşk olan her tutkunu gitsin önce kendisine görünsün sonra varsın eğlensin oynasın sevsin sevilsin ve sevişsin, ikramı vebali yarenlik güzellik ayar ve denginde hakkı olan sevgiliyedir, amenna..!
Ufak tefek şiddetli sarsıntılarıyla kendini yoksun noksan yetersiz değersiz eksik ve kusurlu bilerek tiksinti duyacak derecede yabancılaşmaya esir mahsur ören viran kambur çukur ve çürük seslerin oyukluğuna saplanıp kalan hamaset ve istimar vaatleriyle insanligin bütün duyarli ilgili ve sorumlu damarlarini kökten sökerek „ kendini yasayip kullanmaya zahmet buyurma sana adresi civari bilinmedik dünyayı getirip ayaklarının altına serpiştireceğim „ sür piyasa çığırtkanı soygun sömürü sahtekarlıgının sürüklenmeye birakilmiş dünyayı yıkıp devirecegi foseptik dar bogaz, hızlı yaşam kosullarına sürekli dönüşüm- değisimleri örüp donatan hiçlik yalnızlık yitiklik değersizlik ve yoksunluk kuşatmasının kulu kölesi kökten kaynaktan tükenmisliğin kendine TEKNOLOJiK TANRI olarak her sorununa danışmanlık için baş vurdugu kutsadıgı ve tapındıgı arkadaşlık etmesine dahi muhtaç sanal zifir zindan iletisim ağlaryıla ilintili YAPAY ZEKA çöplüğünden başka bir mecra değildi.
Hiç bir rafta depolanmamış bir hayatın toprağına derinleştikçe kökten gövdeye, gövdeden dala, daldan göklerin sonsuzluğunu kucaklayan sınırsız sevince boy verip kol saran; ve yazıldıkça sevgi tohumlarına dökülen harfleri kalbinde altınlaştırarak her adım mutluluk arayışında adı bilinmez heves hayal ve coşkulara kendini yenileyen romanının tutkun sevgilisi olan; faaliyeti hiç durmayan yanar dağların korlanmış kızgın sıcaklığıdır damlayan kıvılcımların içinde ömrünce saklı ve hiç dinmek bilmeyen şehvet arzu dilek ve isteklerle adresi bilinmeyen sevgiliye…
Hem varlıkta hem dirlikte aşka ve sevgiye yetişip büyüyünce insan, hayalin düşü, sevgilinin düşüncesi, gölgenin sayesi olurmuş ruhunu saran kucaklayan ve ışıyan odalara mesken mahal arzuhallerden rüyasında kendini görüp bulanın. Biraz dört duvar arası melankoli damlası, biraz dört diyar ötesi mum sızıntısı, biraz ışığın düşüp döküldüğü efsunlu sükun ile hoş gönüllülüğü kamaştırıp büyüleyen zerafetin sakinliğini AŞKA yoran ve yoğuran bir arada ortak değerle birlikteliğinde hayat bulup yaşamanın sağlayıcı gerekliliği olan fikrini aklını mantığını duruşunu davranışını kaygısını emeğini sorumluluğunu ilgisini ve düşüncesini elden halden dilden gönülden dirlikten dirayetten yitiklere vererek dengesi düzeni sapkınlaşmış ve kimse kimseye yakınlık tanıdık bildiklikten gelmediği soğuk mesafeli asosyalleşmeyi güvenlikli piyasa tezgahına koymaktaysa herkes birbirine kin nefret endişe sorun sataşma saldırı sıkıntı besleyip bileyen çarpıklıkta kanun bilmez kural tanımaz ve insanlıktan anlamazlığın cinnetini yaşar ve yaşatırlar.
Karikatürleşmiş düsüncelerine duygudan hayalden muhaf ve tuhaf çelenkler koyar gibi, kopmuş boşalmış olan çığlığını her yerden kaçak duvarların badanası sıvası dökülen aranıyor ilanlarıyla çöl çoraklığın en gözde foto modeli olmaya döner dolanırken kendinin yalancı mutluluklara gebe insan yerine koyan bozuk bulanık isli sisli ve cafcaflı bumerang..
Aşk’ ın dışında kalan her şey çekmeceler kartonlar ve kumbaralar soğukluğuna derin dondurulmuş buz kristalleri ve sabun köpükleridir. Tanısı tespiti mahsur muhtaç bırakan labaratuarlar çakışmasıyla klinik çıktısı olarak raporlanmış Gün yüzü görmemişlik, ayazın kuraklığında donup uzadıkça kendinden soğuyan , hayattan uzaklaşan, suya cana toprağa ve varıp yetişemeyen özlemler hayaller hasretler ve yaşanmamışlıklar dolusu hep kendine rehin kalan kısacık ömrü kaygı kuşku yalnızlık yoksunluk boşluklarına dönen dolanan kısır döngüler seyrini izleyen ve içine attığı önde gideni kovalayan bilinmezliklerle dışa şirin görünmenin simsiyahlaşmışlığını boğuşarak baloncuğunda parlayıp uçan; ve azaldığı paslı küflü azaplara bulanmış kül rengi kırıntı parçacıklarında susar sönerekten..insanı ve dünyayı tanıyıp bilmeden kıyıda köşede ve dikey çeperlerde kanadığı renklerden avuntu kumaşları boyanarak eriyip giden buzlu cam çiçekleri gibidir gözyaşlarındaki kuraklıktan gülümseyen sancılı çığlıkların ardı arkası kesilmeyen peşpeşe sıralanmış yalnızlığı. Oysa ağaç kuş diken gül insan .. tırnağına taş değmesin ihtiyatına ve sorumluluğuna yaşam binasını donatarak hiç bir şeye israfçı olmadan her şeyin lüzumu kadardır eşsiz değerler toplamıyla kurulu evrende AŞK’ tan doğan, aşk ile yaşayan ve aşkı doğuran bitmez tükenmez sevgili diyarı kutlu mutlu devran.
Güneşe giden gemi yolun şaşırmış” diye bir şarkı çınlardı bir zamanlat kulağa ve gönle HOŞ GELİP dokunan radyo saatlerinde . Bilinmezin ötesinden ve hiç beklenmedik sımcıcacık müjdeleriydi içindeki sessizliğe gömülü sevilmeyi ve sevişmeyi bekleyen mutluluğu duyup yaşamasını bilene. Nerden kime ve nereye giderse gitsin her dokunup düştüğü yere ışıltılı güzellikler doğuran cevherdir ya IŞIK ses aşka niyet ve ötesi.. sorana ay çiçekleri yolu çoktan ışığın güneşin ve aşkın yerini yolunu ilmini ve yurdunu bilen kılavuzdur ki..bir koşu orda bir yerdeymişsinizcesine sizi kucaklayıp sımsıcacık ve rengarenk bağrına basan güzelliğe selam sevgiyle tuttulmus olan niyetinin gayrete yorulan karsiligi olarak bilerek ve isteyerek bulunmus huzurun deger ve dengidir güneşi gölgeyi ve dünyayı kendi fiilinde görücüye çıkarma derdinden yorulmuş usanmış gibi tıklım tıklım kaygı düşünce kalabalıklarını hiç olmadık bir kenara çekerek, bir yorgun efkara bir müjdeli bahtiyarlığa, bir kelebeğe kuşa , hayal ile gerçeğin içinde ve ardındaki adı sanı yurdu yeri bulunup bilinmedik sevgiliye, sırda saklı, gönülde dolu deli, şehvette zaptedilmez düşlerin talepçisi hevesten tutkudan bir sana bir de bana gizli gizemliliğinin durup dinlencesindeki her yudumlanan buruk sevinç: insana hak, hayata reva, aska ve sevgiye kefil günlük güncesinde dünyanın yaşam yevmiyesinden herkesin kendine tokluk duygusu doyumkarlik mutlulugu ve gülümserlik payı nispetiyle yasanmis günden yasanacak olan yarinlara ziyadesiyle kalandır.
Aksi takdirde KARL MARKS , in ekonomik felsefe ve sosyoloji bilgeliginin her seyi BiLiM`in hegomonyasina ipotek ederek günün „ had safaya erismis kokusmus ekonomik ve sosyal sorunlarini KOMIN yoluyla cözdükten sonra insanlik DOGA ile olan sorunlarini ve celiskilerini ( uzayi anlama bulma tanima ve kesfetme ve tasinma evresine gececegi ütüpyasi ) cözme asamasina girecek „ sav ve iddasi, günden güne kiyamet fay hatti degismez duraganlikta yerlesik tüketim düzenegi katmanlariyla insanligin yok olmasi ve tümden intihari üzerine derinlesen eksende, ilimin ve blimin tetikcilik ettigi yol ve kulvardan yetinme paylasma adalet ve doyumluluk sinirini bilmeyen yer yüzü mahlk ve vampirlerinin insanliga asla gelismemis bagnaz gammaz ilkel tutucu köktenci ve gerici envanterinde akli duyarliligi sorumlulugu vicdani mantigi korkuyu karanligi kimliksizligi ve devletsizlestigi ZORBALIK HÜKÜMRANLIGININ ticari tüketim araci ve ham maddesi olarak tezgahtan cürümeye terkedilmis raf ürünü ambarina depozite ettigi tikaniklikta agirlasan ve katlayarak büyüyen sosyal siyasi ekonomik ve kültürel bütün sorunlariyla beraber Yapay Zeka piyasasinin esiri insanlik, hem kendinden hem de dünyadan kacacak siginacak dayanacak ve tutunacak kanal kainat ve kiyamet carsisi bakinip aranmakta.
Aralik / 25
Kayıt Tarihi : 14.12.2025 17:07:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!