Sonbaharın iç üşüten esintisini vücudumun her zerresinde hissediyorum şu an..Donuk bir ruh hali içindeyim hiçbir şey düşünemiyorum. ..Duygularımı dile getirecek her cümle, her kelime beynimin bir köşesine saklanmış sanki bulamıyorum hiçbirini..Belki de kifayetsiz bir günümdeyim, duygularimin yoğunluğu yazmaya zorlasa da beni; kalemimin suskunluğu engel oluyor bu gece...
Yazacak da ne kaldı ki zaten. ..Tüm mevsimleri kuş misali elinden uçurmuş olan bana ne kaldı ki..
Hayatı hiçe sayan, umursamayan ruh halimden eser yok bu gece yine..Hayal etmeyi, aşkı, sevgiyi olmayacakların arasına çoktan katıp, kaldırmıştım tavan arasına ..Önceleri zor gelse de artık alışmış, zamanın bunlar için geç oldugunu bilincimin her zerresine kabul ettirmiştim .. Ama zaman zaman ölen duyguların toprağından fırlayıp burdayız dediği de olmuyor değil tabi, bu gece olduğu gibi..
Yapacak bir sey yok, yazmak çizmek gecici bir deşarjdan başka bir işe yaramiyor..Zorlamamak gerekiyordu olmayacaklari, zorlamamak gerekiyordu hayatıma yazılmamış olanları.. ..Ne incinmeye gerek vardı, ne incitmeye..
Duygular; mantık, anlayış tanimasa da artık ne yıkılacak bir duvar, ne zorlanacak barikat kaldı; kapandı bütün yollar..Güz mevsiminin geliyorum diye ses verdiği bu gece, bir şeyler esti içimde ama anlatmak isteyip de bir türlü başaramadığım duygular, tekrar bir bir gömüldü yerine..
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.