Unutulması yasak bir kuraldı bana bakışının yarattığı his.
Unutursam 7 kat cehennemi öpecekti avuç içlerim. Unutuyorum Ali.
Sesini ,soluğunu,bakışını,bağırışını,dokunuşunu..
Seni unutuyorum Ali.
Bu kez yolun sonunu görüyorum diyemem.
Yolun sonundaki uçurumun başındayım.
Bir yerlerde bir şeyler yok oluyordu , biliyordum. İçimi aynalarla kaplıyordum yine de benliğime bir adım dahi yaklaşamıyordum . Koca koca ağaçlar devriliyordu fikirlerimin üzerine . Bazı zamanlar katlanılmaz oluyordu. Kendi çığlıklarıma kulaklarımı kapatabilseydim sağır kalmazdım adımı dilinden düşürmeyen insanlara. Biraz uzaklaşa bilseydim küfür eden kadınlardan , nazik adamlara avuç içlerimi öptürebilirdim. Kafamdaki “siktir et” bulutunu dağıta-bilseydim bir an, daha sağlam tutunabilirdim uçurum kenarlarıma. Sokak köpeklerine selam verirken duysaydım trafikteki araçların korna seslerini belki biraz karışabilirdim boktan düzendeki hayatınıza. Yok olan ben olmazdım biraz karışsaydım kalabalığınıza. Bir kaç buket toplaya bilseydim uçurum kenarlarından , orkidelere gülümseyen kadınları biraz olsun anlardım. Nefes alabileceğim bir gökyüzü bulsaydım yemin ederim yıldızları size armağan ederdim parlak şeyleri sevmiyorum diye tüm tozu toprağı üzerime çektim . Şimdi biraz paslı biraz kumlu biraz yok olmuş bir kadınım . Siz mücevherlerinizi takının. Ben yosunlu taşlarımı göğsümde taşırım.
Ben Poseidon olsaydım, tüm okyanuslara işerdim .
Ben Ares olsaydım, beyinleri savaştırırdım.
Ben Afrodit olsaydım, Hitler'i Yahudi bir kadına nikahlardım.
Ben Hades olsaydım, cehennemi uzay boşluğuna saçardım.
Ama ben ; yaratan ve yarattığından yaratılanım.
Ben biraz kaoslara gebeyim.
Elbet geçecek
Elbette kırıklar kaynayacak.
Ben bir gece vakti
Elinin tersiyle ittiğin her cümlem boğazıma düğüm oluyor. Sigara artık ciğerlerime değil de kalbime ağır geliyor. Düşündün mü? yokluğumda ne yapar ? yaralarını nasıl saracak? ayağı tökezlediğinde kim dirseklerinden tutup onu ayağa kaldıracak ? Anlatamadığım şeylerin içimde katranla kaplı bir yumruya dönüştü. Çaresi olmayan bir hastalığa. Dilim dönse konuşacağım da… Cık.. tek harf düşmüyor dilimden . Bilirim tek kelimem değse kulaklarına çığlık olur. Bilirim konuşmazsam da dinlersin beni de.. Ne bileyim Ali sen öyle ardını dönüp gidince sessizce. Hiç gürültü yapmadan. Parmak uçların zemini öper gibi. Ne deseydim bilemedim.
“ bu kapıdan çıkarsan cenazem olursun ”
Bir enkazın içinde çiçekler açıyor simdi.
Bir küçük çocuk çığlığı kaplıyor gökyüzünü.
Sen ellerime bir buket bırakınca,
ben kamikazeleri yurduna döndürdüm.
Sen öyle gülümseyince,
Hitler'i bir Yahudi kadına nikahladım.
kediler,
kitaplar,
hasta kadınlar,
yoksul adamlar,
boş bira şişeleri .
Bir kuşluk vakti aniden bir mektup bırakacağım pencerene;
Bu geceyi biliyorsun.
bu geceyi senden başka kimseler bilmiyor iki gözümün çiçeği .
Bazı otoban kenarlarında uzanıyorum .
Şerit olan çizgilere tükürüyorum .
Ayaklarımı asfalta yatırınca,
Annem çorba kaynatıyor mutfakta .
Her bir sokak arasında,
Kalabalık kalabalık caddelerde
Türlü türlü insan sesleri.
Susun diyorum.
Susmuyorlar.
Kadınlar var,
Bir gece ansızın uykundan uyanıyorsun. Üzerinde tarif edemediğin bir ağırlık, ciğerlerinde küflenmiş şarap kokusu. Ev dar geliyor , metrelerce kareye sığamıyorsun. Sokağa atıyorsun kendini. Senin dışında uyanık olan tek şey mahallenin arsız köpekleri. Yürüyorsun yürüyorsun… Sonra yürümek yetmiyor o ağırlıktan kaçmana. Hiç bilmediğin yollara doğru koşuyorsun. Yolun sonu denize çıkmayacak, biliyorsun. Diz kapaklarında keskin bir bıçak sonra. Bir filmin sahnesi gibi yere çöküyorsun. Biliyorsun Ali, ssokağına girmeme izin versen dizlerin yeri öpmezdi. Ali , ben kuşluk vakitlerinde sokak sokak seni arardım biliyorsun. Gittiğin yol elbet bana çıkardı. Eğer koşulacaksa bir cadde boyu, beraber koşardık. Ayaklarım yalınayak , gocunmazdım. Eteklerimi tutar , yan yana koşardık. Ali… Sen bizi neye değiştin ?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!