Unuttum sanıyorsun.
Aylar geçti,
Unutmuştur diyorsun.
Bir an aklımdan çıkıyorsan eğer,
Tüm perdelerimi söksünler.
Adımı unutmadan, adını unutmayacağım.
Tık.
Tık.
TIK.
Gittikçe yükselen tuş sesleri.
Üç parmak kala soğumaya terk edilmiş çay.
Kağıdı bulunamadığından
Seninle bir yatakta uzanıyoruz ,
Elimi uzatsam gökyüzü .
Sen ,ben ve bir de dudakların…
İki dudağının arasında ütopyalar var ,
İki dudağının arasında sonsuzluk ,
Ra'nın gözünün görebileceği her yer ,
Cehennemin orta yerinde
nasıl çırılçıplak kaldığımı sana nasıl anlatırım bilmiyorum
ama sağ gözümden iki damla yaş düştü.
Elbet görmüşsündür.
Aşıklar çeşmesinde elimi yüzümü yıkarken
fazla aciz gözüküyorum biliyorsun.
Sahiden
sahiden de seninle oturup adam akıllı
bir cümleyi özne ve yüklemi yerli yerinde kuramadık
Sensizliğin korkutucu
Ve bir o kadar da huzursuz bir düzeni var
Uykularım kabuslarla dolu
Bazı zamanlar bir köprünün üzerinde durup sadece altımızdan geçen arabaları izlerdik. Ben şimdi köprüde oturmak yerine asfalta uzanıyorum. Sen zaten hangi bar tuvaletinde kusuyorsun bilmiyorum. İçtiğin onca içkiden sonra hangi sokağın duvarına işiyorsun bilmiyorum. Ayakkabılarını çıkartıp hangi cadde boyu kendinden kaçar gibi koşuyorsun bilmiyorum. Ellerimi bıraktığından beri ben koşmak yerine her yere ağır ağır yürüyorum. Bazı lise bahçelerinde oturup illegal işlere karışıyor, disiplin cezası alacağımı duyup ehliyetimi gösteriyorum. Ben hala on yedi gibi duruyorum. Bakkaldan sigara alırken ölüm nedenimi göstermek zorunda kalıyorum. Biliyorsun mezar taşıma adımı yazdırırken baba kısmını boş bırakıyorum. Ben bazen mezarlıklarda dolanıyorum. Bazı zamanlar otogarlarda. Genelde karanlık tenha sokaklarda.Hadi say Ali, üstümden geçen gemileri…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!