Dört duvar içinde yaşıyorum tüm mevsimleri...
Bir zamanlar günü karşılarken
dokunduğum
tüm ışıklar, renkler,
ruhuma değen dokunuşlar ,
birer yansıma şimdi.
Yatağım camın yanı...
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Devamını Oku
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Okullun öğrencileri böylesi bir sosyal projeye yönlendirmesi çok örnek alınası bir çalışma, bu anlamda okulu kutluyorum başka anlamlı eğitici etkinlikler için de bir gösterge olsa gerek ve ümit verici gelecek açısından.Sizin de buna katkınızı ve kızınızın çabasını kutlamak isterim öncelikle..
Hikaye çok etkileyici ,düşündürücü..Önceden hayat şartları aileyi, insanları daha birleştirici bir arada yaşamı gerektiriyordu, şimdi yazık ki daha bireysel ve değerlerimiz erozyona uğratıldı..Bu durumda yaşlılık mı yalnızlık mı zor denirse, ikisi bir arada en zoru olsa gerek. Yalnızlık ise her zaman zordur..Yaşlılar huzur evlerinde değil kendi evlerinde de yalnız ve terk edilmiş olabiliyorlar..çok acı bir gerçek ve çağın sorunu..Ne kadar önemsenir ele alınır bilmiyorum ama okullardaki eğitimle, sevgi saygı ile sosyal projelere halkın katılımı ile bu sorunu aşmak mümkün olabilr belki..çok karamsar olmak istemiyorum,
Şiirde bu durumda yaşanabilecekler ne güzel dile gelmiş..duyarlı yüreğinizi, şiirinizi kutlarım..sevgilerimle
Yaşam şartları maalesef hayat mücadelesini bireyselleştiriyor. Birlikteliklerler azalıp,insanlar yalnızlaşıyor.Sosyoekononomik şarlar,duyarsızlık,empatiden uzaklaşma v.b. sebepler sıralanıyor ardı ardınca...
İnsanı durup düşündüren bu güzel şiirinizi ve sizi kutluyorum Fulya Hanım'cığım.SEVGİLERİMLE...
'' Yaşlılık mı daha zor, yalnız bırakılmışlık mı?''
İkisinin de büyük zorlukları vardır muhakkak..Ben de hep sormak isterim annelerini babalarını huzur evine bırakıp giden evlatlarına..Seni bunca fedakarlıklarla büyüten, bu günlere getiren anne babanı nasıl bırakıp gittin?
Bu noktada yalnız bırakılmışlık, terk edilmişlik daha zor gibi görünüyor..Düşünsenize, onların daha çok ilgiye alakaya ihtiyaç duydukları bir zamanda tek başına bırakıldıklarını..Ki onlar çocuklarının, torunlarının cıvıltıları arasında sessiz sedasız bir duvar gibi durmayı kabullenmişken, sadece o aile ortamının hasretini çekerken...Zor...
Duyarlı yüreğinize selam olsun..
Sevgili Kardeşim, antoloji.com'un saygın kalemi sayın: Fulya Aras Koca,
Yoğun duygu altında ustalıkla kaleme alınmış, kalemin engin hayal gücü ve derin ruh çözümlemelerini usta kalemiyle akıcı mısralara sel gibi işleyişi ile çarpıcı, düşündürücü ve o kadar da kusursuz yazılmış muhteşem bir şiir olmuş. Şiirin hikayesini de belirtmiş olmanız isabet olmuş.
Beğenerek ve duygulu kaleminize saygı duyarak okuduğum bu güzel şiirinizi tam puanım ve beğeni ile antolojime ekliyorum.
Kardeşimin şiir ve gönül sayfasına, tebrik ve başarı dileklerimi bırakıyorum.
Her şeyin sizin ve sevdiklerinizin gönlüne göre olması dileklerimle sevgi ve saygılarımı sunuyorum efendim, lütfen kabul buyurunuz...
Dr. İrfan Yılmaz. Turgutreis - Bodrum.
Şiirin öyküsü bile umut ışıklarını gözleyen bizlerin yüreğine su serpip, bu bekleyişlerimizin ne denli haklı olduğunu gösteriyor...
Genç yürekleri böylesi sosyal projelerde gördüğümde veya duyduğumda göğsüm kabarıyor ve kendime güvenim, yarınıma güvenim artıyor...
Böylesi yüce gönüllü gençlere emanet edilen Vatan ve bu emanetin ne denli haklı ve yerinde bir karar olduğuna bir kez daha tüm gönlümüzle katılmadan edemiyoruz...
Nahif yüreklere sahip olan bir gençliğin varlığı gurur ve övüncümüz... Dilerim ki bu gibi projelerde daha çok genç kardeşlerimizi görürüz...
Genç kardeşimizin sorduğu soru ne denli düşündürücü aslında...
'' Yaşlılık mı daha zor, yalnız bırakılmışlık mı?''
Her ikisi de zor yaşlanmaya başladıkça insanda ahrazlar yavaş yavaş kendini gösterir, yürümede, oturup kalkmada, görmede zorlanır insan ama ailesi ve sevdiklerinden ilgi ve alaka gördüğü sürece o aksaklıklar pek önemsenmez, sevgi o acıların tümünü siler süpürür...
Oysa yalnız bırakılmışlık öyle midir?
Yalnızlık yüreklerin yıkılması kavrulması, insanın kendine duyduğu güven ve itimadın tamamen bitmesi demektir ki genç bedenleri bile yıkar çürütür bu durum; Hele birde yaşlılıkta bunu yaşamak, insanda yaşarken mezara girmiş, ölmüş kadar acı verir, hayatın anlamı kalmaz, yaşamak, nefes almak bile insana ağır gelmeye başlar... Hiçbir canlı böylesi duyguları yaşamamalı...
Unutulmamalıdır ki sevgi yaşamın kaynağıdır, can damarıdır...
Şiir huzur evlerinde yaşam mücadelesi veren gözüyle kaleme alınmış olanca duygusallığı ile , o gözden gören, onun gibi düşünen ve o canda empatı kurarak duygularına eşlik eden, sözcülük eden, bizlere o aynadan yansıyanlardı...
Gelirler mi?... Kim bilir belki bir bayramda, belki akıllarına düşerse!
Ama o gözler hep kapıdadır ve o yüreklerde gelirleri sorusu hep var olacaktır...
Toplumun kanayan yarasına parmak basan kaleme ve yüreğe sonsuz şükranlarımı sunuyorum... Kızınızı tüm kalbimle kutluyorum... Böylesi yüce gönüllü bir annenin kızı da öylesi bir yüreğe sahiptir elbet... '' Armut dibine düşer'' elbet...
Kocaman yüreklerinize binlerce teşekkürlerim ve Sonsuz Sevgilerimle...
Esenlikler diliyorum...
Saygılarımla...
İnanmaktan hiç geçmedim
Bilirim.. Burada unutmazlar beni...
Gelirler!
Zaten hayatta tutan bu ümit değil miydi
Bilirim gelecekler!
Efendim!..
Duydunuz mu siz de?
Kapı mı çalındı...bak gördünüz mü...
Dedim ben.. Bildim... Geldiler..!
Duyuyor musunuz sesleri?--------------Çok güzel ve anlamlı kutluyorum
Bu şiir ile ilgili 26 tane yorum bulunmakta