Son günlerde, yoğunluğa dayanıksız olduğum gerçeğine soyundum…Bu arada çok değerli yazılar aldım, sanki bu amacımı tamlamaya birer ışıktı, aydınlatan…
Sadece birini alıyorum, teşekkürümle:
““Aslında gülümseme işareti yerine sanırım üzgünlük işareti yapmam gerekiyordu. Ben (..) yıldan bu yana karaladığım şeylerin şiir olduğuna inanamamış bir insanım.””
Antoloji serüvenimi, hatta hayatı sayfamı da bunun bilincinde olarak, şiir yazamıyorken Şiir eleştirmenliğine(!) soyunduğumu derlemiştim… hatta alt alta düşünce, fikirleri sıralamayla da değerli şairlerin arasına katılmış oldum... Beklentilerimi yönlendirme yolunda bazen hüzünler sardı içimi, bazen hazırlıksız olduğumdan yolumu şaşıdım korkusuyla boğuştum…
Aslında üzgünlük işareti yapmam gerekiyordu, kendimi geliştirirken karşılığında biraz da verebilmeliydim…oysa ben hâlâ alıyorum: sevginizi, anlayışınızı, bilgilerinizi…
Bir çakıl taşı ısınır içimde
Bir kuş gelir yüreğimin ucuna konar
Bir gelincik açılır ansızın
Bir gelincik sinsi sinsi kanar
Seni düşünürken



