/Bitmemiş romanın kahramanı gibi, saçı sakalına karışmış bir yaşlı adam
çıkıp sayfaların arasından, yorgun ve ağır adımlarıyla yürümeye başladı bana doğru. Temelinden söktüğü odasının duvarlarını, bir pankart gibi elinde taşıyordu. Tam önümden geçerken durdu. Ve pankartın ön yüzünde yazılanları okumamı ister gibi gözlerimin içine baktı…./
*
odamın duvarlarına en sarhoş harflerimle ismini yazıyorum
gece-gündüz demeden sevdanı ben, seninle böyle yaşıyorum
atmosferim oluyor sigaramın dumanı, duvarlarımın arasında
üst-üste gelmiş uzak coğrafyalarla, yarattığım bu dünyada.
kokun ve göz izlerin öylesine işlemiş, hiç birine ellemiyorum
bükmesin diye diğerleri boynunu, hepsini birden öpüyorum
ve gök gürültülü atlas olup, dünyamı almak için omuzlarıma
tırnaklarımı geçiriyorum tek-tek, duvarlarımın temel taşlarına.
* * * *
/Saçı sakalına karışmış bu yaşlı adam, gözlerini ayırıp gözlerimden kendi sırtına yapıştırdı. Ve rotası, yolun sonundaki tünele doğru ayarlanmış adımlarıyla yürümeye başladı. Temelinden söktüğü odasının duvarlarını, bir pankart gibi elinde taşıyarak. Arkasından bakarken gördüm ki, pankartın arka yüzünde de yazılanlar vardı ve o bunları da okumamı istiyordu…/
*
dış duvarımda ne bir asma yaprağı, ne de ağaç gölgesi vardı
el değmemiş bembeyaz badanalı ve anadan doğma çırılçıplaktı
işte ben o duvarlarda ağladım canımın içi, a benim iki gözüm
kütüğünden birlikte tadılamamış acısı gibi, bir salkım üzümün.
bütün vurulmuşluklarım yani, aynı kumaştan bayramlık giysi
ama şikayetim olmadı ki buna hiç, duaya da açmadım ellerimi
sevdamın eksik tarafıdır, memleketten ve şimdi senden yana
yaşanmamış hesapların boşluğu olup kalacak, alacaklı tarafımda.
* * * *
/Yaşlı adam, tünelin ağzına geldi ve sırtındaki gözlerini gözlerime bırakarak karanlığa karıştı. Bitmemiş romanının arka kapağına resmini yerleştiriyor gibiydi. Bakakaldım ardından. Ve o an düşündüm ki, bu adam ne kadar da bana benziyordu. Yaşanmışlıklarının temelinden söktüğü duvarları, yaşanamamışların pankartı gibi elinde taşıyor ve gözlerini arkada bırakarak bir ömür gibi önümden geçip gidiyordu…/
Cevat ÇeştepeKayıt Tarihi : 19.4.2010 08:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yazmak bu kadar güzel mi yakışır bir şaire
Kutluyorum.Saygılar Ant.+10
gece-gündüz demeden sevdanı ben, seninle böyle yaşıyorum
atmosferim oluyor sigaramın dumanı, duvarlarımın arasında
üst-üste gelmiş uzak coğrafyalarla, yarattığım bu dünyada.
kokun ve göz izlerin öylesine işlemiş, hiç birine ellemiyorum
bükmesin diye diğerleri boynunu, hepsini birden öpüyorum
ve gök gürültülü atlas olup, dünyamı almak için omuzlarıma
tırnaklarımı geçiriyorum tek-tek, duvarlarımın temel taşlarına
Yüreği büyük ustanın, dillere destan mısralarını okudum..tarifi kelimelerde bulunmayacak haz aldım....
'Yaşlı adam, tünelin ağzına geldi ve sırtındaki gözlerini gözlerime bırakarak karanlığa karıştı. Bitmemiş romanının arka kapağına resmini yerleştiriyor gibiydi. Bakakaldım ardından. Ve o an düşündüm ki, bu adam ne kadar da bana benziyordu. Yaşanmışlıklarının temelinden söktüğü duvarları, yaşanamamışların pankartı gibi elinde taşıyor ve gözlerini arkada bırakarak bir ömür gibi önümden geçip gidiyordu'
tek kelime ile harikalar diyarından..10 puan..listem..Ufkun YAREN
Cevat Çeştepe
Yine harika bir Cevat Çeştepe şiiri okumanın çoşkusu ile yürekten kutlarım üstadım, saygılarımla.
Sevgi ve selamlar ile
TÜM YORUMLAR (96)