DUVARLAR...
Neredeyim zamansız ben bilemem
İçime sığınmış büyüyen dağlar var
O gel diyor da ben mi hiç gidemem
Sıra sıra karşımda örülmüş duvarlar
Bu yaşta Tırnaklarım nasır tutmuş
Mevsimler otuz değil ki yaş altmış
Bu asılsız Yıllar uykuya dalmış
Bel eğik Dik durmaz ölmüş duvarlar
Yolcuyum, Çamurlu yol yıkar beni
Kirlenmiş yürekler kurtarın beni
Doğrumu bilmem nahak yıkar beni
Hakkını arayan selmiş duvarlar
Çift kale herkes oyun oynuyor
Şah damarı var hakemi soruyor
Kuranı açarken Tevrat okuyor
Mahşere açılan yelmiş duvarlar
Bir iki ahali mektup yazıyor
Doğrumu yanlış mı bilgi sızıyor
Git gide bu ömrüm niye uzuyor
Mezarın içinde kalmış duvarlar
Dost gibi bakarlar, samimiyet yok
Aç gibi bakarlar karınları tok
Çokça kardan adamlar gördüm çok
Zemheride eriyen karmış duvarlar
Belki de her yerde vardır çalımız
Gök kubbe katına vardı halımız
P.tesi musalla, sonra sal’ımız
Havuza benzeyen çal-mış duvarlar
Bilin istedim bu mudur olanlar
Hesaplar aynıdır, aynıdır yalanlar
Kazı, tavuğu asılında yolanlar
Cehnemin içine atmış duvarlar
Yazarım yazarım işim bu benim
Gözlerim kamaştı kapandı ferim
İsmimi biliniz Barış’tır benim
Aslında kokutan gülmüş duvarlar
BARIŞ KUL
Kayıt Tarihi : 29.9.2020 20:50:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!