Kar olarak asılıyorum dallardan
Vadinin baharına,
Soğuk bir kaynak olarak dolanıyorum rüzgârda,
Nemli düşüyorum çiçeklere,
Bir damla olarak,
Türeyenler gibi
Bir bataklığın etrafında.
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
"ÖLÜM, MUHLİS, MUSLİH VE MUHSİN OLAN MUTTAKİ MÜ'MİNLER İÇİN BU ALEMDEN DAHA GÜZEL OLAN BAKİ CENNETE GİTMEK VE KERİM ALLAH İLE LİKA YAPMAK İÇİN TEK VASITA VE DE VESİLEDİR. AYNI ÖLÜM KAFİRLER, MÜŞRİKLER, MÜNAFIKLAR, FASIKLAR VE MÜCRİMLER İÇİNSE, İÇİNDE AKLA HAYALE GELMEDİK AZAPLARIN HARMAN OLDUĞU EBEDİ CEHENNEME YUVARLANMA VASITASIDIR!"
Herkese hayırlı imtihanlar ve hayırlı akıbetler dilerim.
Bir çeviri denemesi.
DUVARIN ARKASINDA
Vadinin ilkbaharında
Dallarda kar gibi salınıyorum,
Soğuk bir serpinti gibi savruluyorum rüzgârda,
Çiçeklerin içine eriyip düşüyorum,
Çiçeklerin bir bataklıkmışçasına
Etrafında çürüdükleri
Bir damla gibi.
Ölüm-takıntılısıyım.
Sakin yürüyemediğim için uçuyorum
Güvenli binaları arasında tüm göklerin
Ve sütunları deviriyor surları oyuyorum.
Gece uyuyamadığım için uyarıyorum,
Denizlerin uzak uğultusuyla başkalarını.
Çağlayanların ağzına kadar tırmanıyor,
Dağlardan gürültülü kayalar yuvarlıyorum.
İlerleyen günün çan vuruşları gibi
Olgunlaşmış tarladaki tırpan gibi
Mutluluğun ve huzurun içinde salınan
O büyük dünya kaygısının kızıyım.
Ölüm-takıntılısıyım.
bir tuvalin üstüne ölümün yüzü çizilmiş gibi,
kar varlığı bir ağaç dalına tutanmak gibi,
bedenin her zerresini istila eden büyük dünya korkusu , usulca yürümeden, uçmak gibi...
Şiiri anlayabilmek için Ingeborg Bachmann olmak lazım.
Bu şiir ile ilgili 4 tane yorum bulunmakta