Yaslanmışım bir duvara.
Sıvası dökük, boyası solmuş.
Ay vurmuş eteklerine.
Bilmem ki rengini, gece çökmüş üstüne.
Vurulmuşum bağrım sıcak.
Bir de içmişim besbelli.
Sırtım ıslak, duvar dahada nemli.
Halimmi var ayakta duracak.
Doğrulsam yıkılacak.
Ayaklarımın ucu su gölü.
Yüzüm yansımış, sanki bir ölü.
Saçlar dökük, rengi solmuş.
Hayat vurmuş besbelli.
Bilmem ki, kaç kişi göçmüş üstüne.
Elveda yaşamadığım mutluluklarım.
Elveda gerçekleşmeyen umutlarım.
Ne kadar kısaymış, sanki hiç yaşamamışım.
Yaslanmışım ten duvara, duvar diye yaslanmışım.
Benmişim oysa, yaşlanmışım.
Usuldan çiseliyor gökyüzü, göz yaşlarımı saklıyor.
Yükseklerden bir ışık, bana inat bir gün doğuyor.
Gözlerim kapanıyor ağırdan, tatlı bir düş çağırıyor.
Ruhum da sıkılmış besbelli, sormadan, usulca kaçıyor.
Kayıt Tarihi : 3.10.2005 09:40:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Sedat Alkan](https://www.antoloji.com/i/siir/2005/10/03/duvar-46.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!