Düşüyorum öyleyse varım Şiiri - Yiğit Ergün

Yiğit Ergün
9

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Düşüyorum öyleyse varım

stratosfere sığmıyor sabrım
biriktirdiğim kuponlarda katmerli acılar
standart tantana, puslu görüş alanım
düşüyorum öyleyse varım

kadınlaşıyor dokunduğum eşyalar
bozuluyor iklim ölmeyi unutuyoruz
akşam haberleriyle dolup şişiyor karnım
düşüyorum öyleyse varım

sağ çıkmayacağım bir savaşa komutan oluyorum
zaman düşman, aşk azılı
madem beni sen yarattın da
kalbimi neden ona verdin tanrım?
düşüyorum öyleyse varım

han bataklığa kurulu, ayık değil hancı
dünya dönmüyor galileo yalancı
ruhumuz yanlış çağda tepişti,
kaderimiz bu coğrafyaya sıkıştı sanırım
düşüyorum öyleyse varım

fırsat kalmıyor düşünmeye halihazır
damarlar tarihini yazıyor
olmadığım odalara kapatılıyorum
düşüyorum ve oluyorum

parçalıyorlar beni bölündükçe çoğalıyorum
kötürüm kalıyor his, ayağı takılıyor umudun
bazen oynak bir köy lakerdası
bazen sokrates’in kafa karışıklığıyım
düşüyorum öyleyse varım

korkunç geliyor ayrılık, tez sokuluyor hüzün
arafta bırakıyor her seferinde mucidini yiyen kompleks çıkarım
bilmem bir yarın daha yaşasam ne olur çıkarım?
düşüyorum öyleyse varım

o başka düzlem başka kağıt
yüklü sevgili, diğer istifra
barkotlamadığım torpidolar
belediyelerden aşırılan hücreler
giderek birbirine sırnaşıyor sanrılarım
düşüyorum öyleyse varım

son hinterland bu, son boşluk
bir şarkının son kurşununu yiyen nakarat
kolların serbest kollukların siktir olması
dolar-euro-altın threesome kolpası
ya da benzer spekülatif varsayım
düşüyorum öyleyse varım

sözün söylediğini saz beğenmez
gözün görmediğine gönül bağlanmaz
ozan mıyım ki amk bu şiir böyle bitmez
en çok kendime kaçar, en fazla kendimi kundaklarım
düşüyorum öyleyse varım

kaçın kurasında bağkurlu şair
romantik maçolar ve ev hanımı edebiyatı
çağ unutmakta usta kusmakta mahir
eski salı pazarının orda efsane kebapçı zahir
hep kaybolacağım yollara saparım
düşüyorum öyleyse varım

yaşam kalbimde çınlar aklım olanı unutur
uçurumlar sıra sıra boğazıma dizilir
piyasadan bir ayı çıkar yerlileri korkutur
sevgi saygıyı ezer, kesin kaygıyı korkutur
felsefem olmazsa bu çöplükte ne yaparım
düşüyorum öyleyse varım

bronzlaşan et, esmer şekerli kahve
iyice yalama oldu neslimiz eyyamcıların elinde
girme o sıçanlı deliğe, ah, o köşeyi kolay dönme..
bilmem bu ticaretten nasıl çıkarım?
sikimle taş tutarım ya da belki kıçımı dikine yırtarım
düşüyorum öyleyse varım.

Mart 2021 / istanbul

Yiğit Ergün
Kayıt Tarihi : 13.5.2022 13:07:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Yiğit Ergün