Düşüş Şiiri - Yusuf Aktaşçı

Yusuf Aktaşçı
131

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Düşüş

Yine ayağım takıldı hasretinin çelmesine
Hayatın orta katına inerkenki gibi bir sendelemeydi bu
Leylekler gagalarını açtıkları anda gerçekleri de fısıldarmış
Hatırlayanlar ise son katın bacadan düşen ilk misafirleri
Ondandı zavallılığımı önce salıncaktaki çocukların sezmeleri
Fakat sallamadılar patates çuvalıymışçasına yere kapaklanmamı
Halbuki eskiden delirmişleri taşlayanlar da babalarıydı
Artık sadece atadan kalmıyormuş terekeler
Eylemsizlik, metanın kıyamet insanına en büyük mirası
Yokluğa yakınsarken, yarılanma ömrümüz de çileyle ters orantılı
Loş bir bekar odası dağınıklığında kırılan başım
Zihnimde oturacak yer yok
Buyur ettim seni yüreğimin sallanmayan sandalyesine
Ben de yer döşeğindeyim boylu boyunca
Böylece daha rahat uzanıyorum eli belindenin püskülüne
Hatıraların tozunu alıyorum zülfünmüşçesine
Zayıflıklarımı da süpürdüm halının altına
Hayatın giriş katına düşmem böyle olacakmış demek ki
Toparlanıp en kolay olanı yaptım her zamanki gibi
Kan ve pastan arınıp, muş gibi yapıp gülümsedim
Hem somurtmak için daha çok kas gerekli
Alt katların çekiminde, unutuşla öze dönüş yolundayız
Çamurumuz kuruyana dek değil mi oyalanmamız
Zaman yok, yazacağımı yazmalıyım
Ve iliklerime kadar sevmeliyim seni
Bodrum katının duvarı iki satır

Yusuf Aktaşçı
Kayıt Tarihi : 31.8.2021 09:09:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Yusuf Aktaşçı