Başımı avuçlarımın arasına almış düşünüyorum. Düşünmek yetmiyor, insanın da görmesi gerekiyor düşüncelerinin zenginleşmesi için. Hayatın karmaşası içinde, sorunlara doğru çözüm bulabilmenin, ne kadar çok şey görmesi gerektiği, ne kadar çok istihbarata ihtiyacı olduğu çok açık…
Brett’in, parti şiiri geliyor aklıma, oradaki binlerce göz… Yine düşünüyorum. Brett, Bret olduğu için şiirini asıyoruz, okutmak istiyoruz. Okuyoruz da… Ama Bret’i gerçekten anlayabiliyoruz mu? Yoksa şiirin içindeki gözlerin içine yapmak mı istiyoruz?
Çocukluğumuzda, kışın soba başında en güzel eğlencemiz kedilerimizdi. Bir yün parçasını, bir yumağı önünde dolaştırırdır. Bütün gün tembel tembel yatan kedimiz kalkar başlardı onunla oynamaya, bizde mutlu olurduk…
Hırsız eve girmek için kapıdaki bekçi köpeğine bir kemik atar, o, oyalanırken hırsız işini bitirir.
Bir referandum geldi gündeme binlerce göz tek tek ona kilitlendi. Medya şimdilerde Pavlow’un rolünü oynuyor. Zaman zaman kamuoyuna bir gündem sürüyor, bütün gözler,kulaklar oraya dönüyor.
‘Kitabı Mukaddese’ye inananlardan farkımız ne? Herkesin kendine göre bir kitabı var. O kitaptakileri doğrulamak için araştırma yapıyor. Bu nedenle de sınıf mücadelesi tarihimizde
Özeleştiri diye bir şey yok. Çünkü bizde yanlış olmaz.
Pire için yargan yakarız. Bütün devrimciliğimiz bu… Sanki bizim ses tonumuza göre anayasanın maddeleri değişecek… Binlerce göz o pirede…
Ama diğer tarafta, doğuda olanları, cezaevlerinde olanları, dünyada olanları izleyecek göz yok.
Çünkü herkesin iki gözü var o da gündemde olanı görmeye çalışıyor… Görmeye çalışmak bile fazla söz… Oradan kendine kaç damla kan alabileceğinin hesabını yapıyor…
Bir kısmı Kürt sorununa destek amaçlı BOYKOT veya HAYIR vereceklerini söylüyor.
Kürt sorununa dışardan bakım aferin, demekle, politikalarını alkışlamakla mı destekleyecekler?
Kürt sorununun geniş kitlelere ihtiyacı yok mu? Bu da Türk sosyalistlerinin birliğini sağlamaktan geçmez mi? Eğer bu yapılmıyorsa niyet ne?
Görülen o ki, kimse bu konularda ciddi değil. İşin aslı kendi küçük birimlerine birkaç damla
kan alabilmek.
İnsan bir kere kendisini beğenmeye başladı mı kimseyi beğenemiyor. Her alanda mücadelesi de kendinin reklamını yapmaktan ileri gidemiyor.
Emperyalizme karşı gibi görülmek yetmiyor. Özünde onun kültürüyle yoğrulmuşuz. Her birimiz birer Rambo olmaya çalışıyoruz.
Oysa binlerce göz olabilsek Brett’in dediği gibi, her birimize düşen rol azalacak, ya da aynı güçle daha fazla kazanım elde edeceğiz. Ama Rambo rolünü alacaklara fırsat kalmayacak.
Oysa bütün kitaplar, emperyalizmin şirketleşerek özneleri nasıl kaybettiğini, hedeflerin nasıl şaşırtıldığını anlatıp durur… Hedefi beli olan kişi okuduğu zaman orada kendine yarayan bilgileri hemen beynine kazır. Bizim hedefimizi kim biliyor. Ustalar gösterdiği için belki tek yol devrim denilebilir. Bu defa yolları ayırarak hedefler şaşar…
Velhasıl hedefin büyüklüğünü ve o büyüklüğe karşı koyacak büyüklüğün gerektiğini kimse görmek istemez.
Ayıya oynamayı nasıl öğretirler biliyor musunuz? Tef çalarak kızgın sac üstüne çıkarırlar…
Yavru ayı böyle büyüdüğü için bir müddet sonra tef sesini duyar duymaz oynamaya başlar.
Başım ellerimin arasında, aramızda ne fark var diye düşünüyorum. Evet bütün gözler üzerimizde ama bakanlar bize gülüyorlar. Biz rollerimize o kadar alışmışız ki, hiçbir şeyin farkında bile değiliz…
Ya da farkındayız da kendimiz böyle mutlu oluyoruz… Çevremizin mutluluğuna bile ihtiyacımız yok…
''İmkansızı isteyen hiç bir şey istemiyor demektir! ''
Kayıt Tarihi : 18.8.2010 00:29:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mehmet Halil](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/08/18/dusunuyorum-mu.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!