Dulda düşünlerin dingin denizi,
bulanırım! ...
Gözlerim;
eğirmiş zamanları
iki taş arasında.
seyrinde seherler kocattığım ömrüm,
devingen çağlarda seyran bağlarım,
insan pususunda umar çağlarım,
ölümsüz çoçuklar çoğaltırım ellerimde.
Tütün kokulu,
çorak toprakların gülen yüzü,
bereket tanrı(ça) ları çocuklar,
gün ışığı gözlerinde gülücükler çoğaltan,
gecenin gülen yüzü elleri,
bin doğuma sancı veren sözleriyle,
depremi dimağların...
Suda kanayan gözlerim ıslak,
bir nehir taşımaz korkularımı,
yüreğim tartar okyanusun depremlerini...
Okyanusun depremlerini;
çocuklar anlar
ve
ağlarlar...
Anlamaz gidenin iç çekişini,
insan pususunda ömür avlanır,
sağlanmaz ansızın yiten zamanlar,
bir top aldır güneş ellerinde:
USLANMAZ! ...
Gün yüzlü çocuklar çıkar önüme,
elerinde güneş kızgın bir topken,
oyunlar kurarlar insan selinde,
neşeli kuşlar gökte tanıktır.
Afrodit gülümser buluttan sarayında,
ses ver doğa! ...
Ellerinde bir yarım imge miyiz?
Ya bu çocuklar,
şafağı güle bulayamaz mı? ...
Kayıt Tarihi : 20.2.2007 23:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!