Düştük mecnunun kara sevdasına

İlyas Kaplan
1387

ŞİİR


16

TAKİPÇİ

Düştük mecnunun kara sevdasına

hevesin bin bir rengine müptela hayatlarımız
bin bir arzu var yüreklerde
ezelden ebede akıp giden zamanın
her rengine
ayrı desenler çizilmiş

gülün kokusunu almakta zorlanıyor dimağlarımız
kızgın çöllere düşürülmüş seraplar gibi
savruk gönüller
kumlara çizdiğimiz resimler
fırtınalara maruz

hep bir arzu içimizde
hep bir ihtiras
koş ki yakalayasın
duygularımız sersefil
nicedir gülistanlarımız harap
bülbüller suskun
gül fidanlarımız kırık

avuçlarımızdan yükselen duaların
sıcaklığını çaldılar
yaşamanın lezzetini unutturdular bize
kazancımız o beyaz günahlar oldu hep
içimizin ışığını
nefesimizin buğusunu
kader diye yazdırdılar
ruhumuza

çığlık çığlığa
bulvarlara döküldük
plazalara, kulelere tırmandık
bin bir yıldırım yalımında şavka gelmiş
anlık bir siluete vurulduk
düştük mecnunun kara sevdasına

geceye döndü ikindiler
şakağımızdan kan sızdı
yaralandık
hazin bir hayat şimdi sürüklediğimiz
içimizdeki çoban yıldızı şahidimiz
asla sapmadık doğru yoldan
geçit vermedik
yalan dünyanın debdebesine

yüreğimizde ki kalın duvarları aşk ile eritmek
kalbimizdeki pası çiçek tozuyla silmek
öylesine yaşamak için
en şah vuruşuyla darmadağın ettik
en kuvvetli orduları
göğüs gerdik
en ölümcül saldırılara

artık yalnızlığımız
özlem makamında
notasız şarkılarımız
ağıtlarımızın sözleri
karanlık boşluklara karışır gider
çünkü biz
ay ışığında hasretin
güneşte vuslatın esiriyiz

sesimizi dinleyen sağır gece kuşları
kör turnalar olsa bile sadece
bir kıvılcımdır faili
kararmamış bütün aydınlıklara
bunun için
renk ve umut taşırız
o kıvılcımlarla

ister dağların doruğu
ister düzlerin ortasında
istersen denizlerin kıyısında
karanlık gecelerin yarısında
yeni doğmuş hilal misali dolunaya yürürüz
aşkımızın sevda kokulu sokaklarında
sarmaşıklar gibi büyürüz

şimdi zor bir hüzün saracak gözlerimizi
varsın sular çekilsin ayaklarımızdan
güneş altında soluklanalım
gözlerimiz aydınlıklardan ayrılmasın
işte biz bunun için ağlarız
en yakın yangınımızdır hasret

bu memlekette her hasret
masal ve roman gibi
yeter ki bizi yazsın
kartpostallardaki manzaralar
sokak tabelaları
kitap sayfaları

nereyi boş bulursak oradan
gözyaşlarımızı alıp gözlerimizden
yağmur damlaları
bereketli başak sarısı
güneşin rengi gibi
her sabah
yeniden doğarız

redfer

İlyas Kaplan
Kayıt Tarihi : 22.8.2023 11:34:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İlyas Kaplan