Bir serabın içine çağırıyorsun beni. Koca bir okyonusun ortasında bir girdap bu anlattıkların. Beni inandırdığın (inandığım) . İstedim inanmayı belki de. Kim bilir suçlu varsa, belki de o içimde.
Serapların içine açılmış bir girdaba çekiyorsun beni. Tatlı meltemlerle okşarken yavaş yavaş kendine çekiyorsun. Bir kez kapıldığımda o girdapların ortasında olacağım yine. Rüyalar açılacak gözlerimde. Yine yine yine kaybolacağım o uçsuz bucaksız ülkelerde.
Büyülü sesinden anlattıklarınla inanmaya başlayacağım masallara ve rüyalar sarmalayacak masalları, iç içe. Gerçek olanın dışında kurulu bir düzende gececek günler geceler. Sesinden başka bir şey olmayacak yine. Bana anlattıklarının gerçekliği üzerine ihtimal hesapları tutulacak akıl defterlerinde. Olasılıklar hesabını öğreneceğim yeni formüller ekleyeceğim sonra; ama hiç biri matematiksel değilmiş, anlayacağım. Kurduğum hiçbir denklem fizik kurallarına uymayacak. Hep düşsel inanışlar sınıfta kalacak.
Düşsel serapların çocukları, umutlar; birer birer filizlenecekler yine içimde. Göklere uzayan fasulye ağaçları zannıyla adım adım tırmanacağım ama o hiç bulutların üstündeki ülkeye çıkmayacak. Hep arada hep boşlukta ve hiç sonu olmayan bir yalnızlıkla yaşıyor olacak avuçlarımda. Anlatmayı bilmeyen kelimeleri arayacağım, uçmak duygusunun heyecanlı his dünyasını. Bulamayacağım. O hissin esaretiyle yaşamaya başlayacak kalbim. Her bana seslenişinde açılan yeni kapılardan geçeceğim senin dünyana. Masallar anlattığın o diyarlara. Adı üzerinde, düşler ülkesine götüren bu yol döne döne savuracak beni yine. Her defasında farklı gibi görünen renkli boyaların aynı fırça darbeleriyle yeni resimler yapılmış tablolarında birer kahraman olacağız. Kelimeler Kimi zaman bir tablonun içinde canlanacak, kimi zaman bir flütün görünmez nefeslerinde ses bulacak, sihirli bir koku soluyacak ruhum. İçimi kuşatan kokunla nefes almaya başlayacağım sensizlik imkansızlığa dönüşecek kanıma karıştıkça.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.