Dayanacak bir duvar ararsın, sığınacak bir liman
Düşmeye gör, çok olur düşene vuran...
Sen yaslandıkça kaçar sanki duvar
Geceler yatıya kalır sende,
Gün ise geçerken uğrar
Herkes dört mevsimi yaşarken,
Sende hep sonbahar...
Dalın hep kuru, dökülmüş yaprak
Ellerin buz keser, dudağın çatlak
Ortada kalınca çırılçıplak
Güneş bile ısıtmaz, gece bile saklamaz...
Hayat hüzün denizi, mutluluk balıksa
Ne kadar atsan da boş çıkar olta
Herkes gülücük tutarken kova kova
Sana tebessüm bile uğramaz...
Karıncalar gibi ayaklar altında hissedersin kendini
Hayatın insanların adımlarına bağlıdır,
Ya da ayaklarının büyüklüğüne sanki
Yalnızlığa sığınıp, insanlardan kaçsan bile
En büyük ayak gelir bulur seni...
Kara bulutlar görürsün, kara geceler yaşarsın
Kara kara düşünürsün
Kara bassan kara kara izler kalır
Herşeyi karalamak istersin, başaramazsın
Alnına yazılan yazı bile karadır,
Ölsen bile kurtulamazsın...
Dünya böyledir işte;
Önce el üstünde tutarlar, sonra yerin dibine sokarlar
Senden kalan herşeyi toprak ile kaparlar
Bembeyaz bir taşın olur, kara bahtına inat,
Ona da kara yazı yazarlar...
Kayıt Tarihi : 18.3.2010 01:27:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)