Düşlerine yetemeyen yüreklerdik
Gece yağmurlar yağardı sokaklarımıza
Antik bir kentin, bir düşler ülkesinin
Şehrin göbeğindeki bahçesinde ıslanırken saçlarımız
Nefesimizi tutmayı
Zamanı nefesimizde uyutmayı ve
Umutları bir nefeste tüketmemeyi öğrenirdik
Sabahlarımız yorgundu
Anlamaya çalışırken hayatı
Geleceği yüklenmek güneşlerimize ağır gelirdi...
Bazen bir bakışta sonsuzluğa adardık sevgimizi
Sustuklarımız daha çok anlatırdı bizi...
Ertelemeyi göze alamayacak kadar tutkun
Günü yaşayamayacak kadar korkaktık...
Karalardık kitaplardaki boşlukları
Ne olduğunu bilmeden çizdiğimizin
Satır aralarına sığdırdığımız bakışlarda simsiyah karalardık boşlukları
Yüreklerimizi karaladıkları gibi...
İsyan ederdik zamana, mekâna
Çekip gitmek isterdik kayıp kıtaların
Karlar yağan mucize diyarlarına
Büyümek en büyük özlemimizdi
Kurtulmak tüm zincirlerden...
Böyle görürdük hayatı...
Şimdiyse özlediğimiz o uzak günlerin penceresinde
Geçmişi, gençliği özlemle çağırıyoruz yanmış fotoğraflardan...
Kalemlerimiz vardı elimizde bir tek
Daha çok küçükken öğrenmiştik
Onlarla müzik yapmayı
Sıralara, kitaplara vurup
Şarkılara eşlik etmeyi...
Biraz büyüyünce resimlerimiz oldu,
Boyadık her şeyi siyah, beyaz, gri
Bazen kırmızı, çok az da mavi
Okurduk sevdaları
İçinden hayat geçen kitapları
Sonra tutunduğumuz satırları
Kalbimize kaydetmeyi öğrendik kalemlerimizle
Bir gün birimiz bir resim yaptı
Sonsuzluğun, karanlığın, düşlerin fotoğrafıydı
Diğerimiz notalar düşürdü yüreğinden
Ve başladık yazmaya
Sevdamızın içinden bir şiir geçti
Bir şiirin içinden geçtik
Dedim ya
Düşlerine yetemeyen yüreklerdik
Gençtik!
Kayıt Tarihi : 16.4.2005 13:30:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!