Önce beklemek vardı en iyi bildiğimiz. Beklediğimizin adı düşlerde söylenir, kendisi bize gel derdi. “Gel” demek bizim dileğimizdi ve sırf bu yüzden beklenecekti. Ellerimizle, dilimizle ve en nihayetinde gözlerimizle verdiğimiz davetler vardı. Birilerinin söylediği ve birilerinden öğrendiğim gibi; gönül kapısının tokmağı yoktur ve içerden açılmaz. O kapı ki ancak -sahibi sen olsan da- anahtarı başkasında olandır. Ve kapının açılacağı saat yakındır. Birilerinin söylediği ve birilerinin öğrettiği gibi işte… Kapı an gelip açılıverdi ve güzeldi. İlk adı sevmek olanın, ikinci adına sevilmek denildi; gelen “sevmek sevilmek”ti…
Çekingen adımlarla sesiz ve ürkek
Bir gün uzaklardan bir giz gibi geldin
O büyülü şarkılarını söyleyerek
Gençliğimi geri getirdi ellerin
Sundun paha biçilmez güzelliğini
Devamını Oku
Bir gün uzaklardan bir giz gibi geldin
O büyülü şarkılarını söyleyerek
Gençliğimi geri getirdi ellerin
Sundun paha biçilmez güzelliğini