Nicedir hayal kurmuyordum.
Düşler yurdunda durmuyordum, nicedir.
Ansızın çıkıp geldin.
Işığınla aydınlandı, yeniden düşlerim.
Hayallerim kapılar ardında hala
Çığlık çığlığa haykırmakta:
''Aç kapıyı, beni duysana!''
Yaşanmamış hayatımın ardındayım,
Özgürlüğün sembolü karlı dağlarda...
Ceplerimde kırık dökük umutlarım
Ve ellerimden kayık giden gençliğim var.
Saçlarından yakaladım baharı,
Gayri bırakmam!
Başım gökyüzüne değdi, değecek!
Zümrüdü Anka'nın kanatlarında,
Gölgem uzanmakta Kaf Dağlarına..
Karanlık gecede yıldız topluyorum ellerimle.
En parlak yıldızdan hayalin düşüyor avuçlarıma!
Gölgen değiyor yüreğime!
Taç yapıyorsun yıldızlardan, saçlarıma.
Bir göl kıyısındayız.
Yıldızların aydınlattığı, karanlık bir gecede...
Işığı, asırlar öncesinden görünen ateşin ölü alevleri canlanıyor yüzlerimizde.
Şiirde dile geliyor sevdamız.
Çadırımızın önünde yatan Karabaş bile anlıyor,
Dile gelen sevdamızın ulviliğini...
Ellerimizde bardaklarımız var.
İçindeki çay, yüreklerimiz kadar demli.
Yudumlarımız ayrı olsa da, içtiğimiz dert aynı!
Adı, sevda...
Aynı gökyüzünde, aynı yıldıza kilitlenmiş bakışlarımız.
Kayboluyoruz hiçliğin derinliklerinde...
Kayıt Tarihi : 2.9.2021 16:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
beğeni ile okudum
beğeni ile okudum
Teşekkür ederim.
TÜM YORUMLAR (3)