İnci dedikleri dişler değildi ki güzellik,
Düşleri aratmayan gülüşündeydi.
Başkalarının gözünde sıradan belki,
Ama benim gözümde,
Ey kahverengi gözlü kadın,
Sen bütün baharların toplamısın!
Dicle'den, Fırat'tan ve Nil'den uzayıp gelen,
Rüzgârda savrulan toprak kokulu otlardan saçın.
Ellerini saçlarına götürdüğünde
Ben içimden diyorum ki:
"Allah'ım, ne güzel bir dünya yaratmışsın!"
Aydınlık koridorlarda yankılanan bir kahkaha, gülüş,
Bütün eski yaralarımı iyileştiren
Bir eski ilaç gibi,
Öyle içten, öyle sahici
Ve bazen de öyle hüzünlü ki...
Hani şu sabah ezanıyla sokak lambalarının sönmesi gibi.
Sen yürüyorsun ya,
Ben bir meydanda oturmuş,
herkesin bir yere yetişmeye çalıştığı
o kalabalık caddede seni seyrediyorum.
Ne garip…
Senin farkında bile olmadığın o anlarda,
Benim içimde imparatorluklar yıkılıyor.
Ben seni seviyorum,
bir halkın güneşe hasreti gibi,
bir çocuğun hayali gibi…
Ve öyle temiz,
Ve öyle hesapsız,
Ve öyle sınırsız.
Naim Yıldırım
Kayıt Tarihi : 10.3.2025 17:11:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!