“Sevgili dostum ve ağabeyim Ayhan Sönmez’e sevgilerimle”
Biliyor musun kırık masa, o düşbaz çocuğun düşlerini kimse öpmedi şimdiye kadar ve genç ömrünü birlikte tükettikleri bile anlayamadılar onu senin anladığın kadar.
Göremediler, tıpkı ayağın gibi kırık olan düşlerini. Bilemediler, düşlerinin peşinden gidenlerin aslında acıya gönüllü olduklarını, bilemediler geceleri odasının kapısı örtüldükten sonra aklından neler geçtiğini o düşbaz çocuğun. Tütün yerine tuz bastılar durup durup kanayan yaralarına...
Kenarına ilişip içtiğim iki bardak çaydan çok daha önce tanışıyoruz aslında seninle. Akdeniz’in ilk mavisinden, gümüş renkli balıkları ve suları birbirine karışan Karadeniz’le Marmara’nın kan kardeşi olduğu günden...
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman