Hangi eski zamandaydı
Billur sularda yıkandığımız
Avuçlarına doldurup
O baş döndüren hazzı
Sunduğun hangi zamandı
Aymaz gecelerde
Sarhoşluğun çılgın akışıydı
Kapılıp gittiğimiz
Tutkunun pençeleri yüreğimizde
Tütün yaprağına sar yaralarını dediğim
Hangi zamandı
Günbatımıydı
Bir nehir kıyısında oturup
Kırmızı şarap içmiştik bakır taslardan
Ayaklarımız çıplaktı
Yüreklerimiz çıplak
Teninin sıcağını istediğim
İşte o zamandı
Sonra yüreğimden çıkarıp
O amansız ateşi
Dağlarda yakmıştım günlerce
Eski dar sokaklarında bu şehrin
Eski ahşap pencelerinden dar sokakların
Çiçeklenmeyen sardunyaları keşfettiğimiz
Ve akşam saatlerinde
Beylerbeyi çay bahçelerinden
Çatana seslerini dinlemeyi sevdiğimiz
Hangi zamandı
Hangi eski zamandaydı
Eski bir türkü gibi unutuluşum
Karanfil giyinmiştim, görmedin
Güvercin uçurmuştum, duymadın
Şiirlerim de eskimişti çoktan
Hangi eski sevdaydı o
Yaşamakla düş arası
Anımsa
Biz bu aşkı hiç
Yaşamadık mı?
Kayıt Tarihi : 30.5.2001 09:35:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Gülcihan Atalay](https://www.antoloji.com/i/siir/2001/05/30/dus-mektubu.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!