Eskiden konaklarda yaşarmış dalkavuklar
Her efendinin kadrolu bir dalkavuğu varmış
'Dalkavukluk' deyip geçmeyin
Bunlar imtihanla işe alınır,dolgun ücret alırlarmış
Yeri gelince taşı gediğine koyar,
Efendilerini sınav bile yaparlarmış
**Kimliği tarih olmuş, müstesnâ duyguların
**Arkası kesilmiyor kırk yıllık uykuların
İnce bir sürgün verivermiş kırmızı lâle
Sürgündeki aşk için bu ne büyük bir tuhfe
Yıkılacak inşallah zalimleşmiş virâne
Ne vizite kalacak ortada ne de vize
O yerde meyveli ağaçlar taşlanmayacak
İnsanlık bunalmış çıkış yolu arıyor
Beyin radarları gönülleri tarıyor
(ARALIK-1993)
Unuttum zannetme, tüm kalbim seninle
Mutluluklar sana, bu yeni senende
bir yağmur bulutunun
gözyaşında sakladım aşkımı
sana ulaşabilmenin özlemiyle
dağlar geçit verse
düşecektim ovalara
yani sana...
Ahum benim anber kokulu yârim
Arifim ben arza kurdum senin tahtını
Asumana söyledim seni çok sevdiğimi
Anlatacak senin için neler çektiğimi
Ateşleri sinemde eritip
Ayyarlara karşı savaşıyorum
Tarihe karıştı gitti mutlu ve huzurlu ocak
Yirmibirinci asır riyâ getirdi kucak kucak
(Samsun-1991)
Sıcak mahşer gününde mîzan kurulacak
Yaptığın işlerin hesabı sorulacak
(Haziran -1993)
Coştu yine kırık bir vefâkâr saz
İstediğim yer Mars'ta da bulunmaz
(Samsun-1991)




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!