Sandığı kaldırdın
Dünyalar senindi
Başı oldun
Elhamdülillah
Kürt’ün Arnavut’un Abazha’nın
Gürcü’nün Boşnak’ın
Arap’ın Alevi’nin Yezit’in…
Velhasıl bu necip milletin
Aynı binadasın
Aynı balkondasın yine
Dikilenlere karşı
İlahlaştırarak cismini cibilliyetini
Yine gövde gösterisine
Çiviledin cumhuru
Attın tuttun
Çatıya
Birleşik yapıya
Yine sen konuştun
Koyun sürüsü olup
Yine sorudanlar dinledi
Milletin
Adamıydın
Ustasıydın hani
Yürünen yollardan anlattın durdun
Halleştin
Geçmişten gelecekten
Yeni Türkiye’den
Gazze’den
Arap’ın yağından
Şam’ın şekerinden
Kudüs’ten
Bolluk ve bereketten
Saydın da saydın
Susmak bilmeden
Ah benim Aziz Milletim diyerekten
Sandığı
Balkonda
Göklere kaldırışın
Erişilmeyecek gücün eseriydi
Bu son yıkılışıydı
Çatıların
Birleşik yapıların
Senindi anahtarları artık
Bütün köşklerin
Bütün kervansarayların
Boş ver artık
Tasaları
Kasaları
Anayasaları...
onbirağustosikibinondört
Necdet ArslanKayıt Tarihi : 11.8.2014 08:11:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Necdet Arslan](https://www.antoloji.com/i/siir/2014/08/11/durmak-yok-8.jpg)
Tasaları
Kasaları
Anayasaları... '
İşte olan biten bu. Ne desek boş. Sonuç beklenendi öğretmenim. Şiiri kutluyorum. Kaleminize sağlık.
Tasaları
Kasaları
Anayasaları...
Bu final; yeterince anlamlı...Yüreklerden geçeni çok güzel kaleme dökmüşsünüz...Kutlarım üstadım, saygılar...
Başlasınlar bir yandan ' kendim ettim, kendim buldum ' şarkısını hecelemeye...
Hadi gel de hak verme şimdi Nazım Ustaya.
Akrep gibisin kardeşim,
korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
Serçe gibisin kardeşim,
serçenin telaşı içindesin.
Midye gibisin kardeşim,
midye gibi kapalı, rahat.
Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.
Bir değil,
beş değil,
yüz milyonlarlasın maalesef.
Koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye katılıverirsin hemen
ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.
Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
hani şu derya içre olup
deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf.
Ve bu dünyada, bu zulüm
senin sayende.
Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
kabahat senin,
— demeğe de dilim varmıyor ama —
kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!
Kabahat kimde olursa ceremesini bu millet bu Aziz!.millet çekecek. Yazık!... Çok yazık.... Hislerime tercüman olmuşsunuz öğretmenim. Kutluyorum beğenilerimle...
TÜM YORUMLAR (6)