Yani bu Düriye'de alem billahi... Güğümlerini durmadan kalaylatıyormuş, kalaycılara... Kalaycılar da fırsatçı, biliyorlar Düriye'nin kafadan arızası olduğunu, tahtalarında eksiklik olduğunu, durmadan kapısının önünden geçip Düriyenin kapkacak namına, elinde ne varsa kalaylayıp kalaylayıp parasını alıyorlarmış...
Buradan Düriye Bacımıza sesleniyorum. Düriye ablam, bacım, yengem, halam, her ne sayarsan say artık, bak bu kalaycılar durmadan senin kapından geçip senin kapkacaklarını kalaylayıp paranı alıyorlar, yapma ablam, etme ablam... Tencere, tava, her ne kalaylatıyorsan bir kere kalaylanır bunlar, onbeş kere yirmi kere kalaylanmaz ki...
O kadar çok kaplarını kalaylatmandan dolayı sana bir de şarkı yapmışlar Düriye Ablam, bak bu sayede meşhur da oldun ha diyeyim sana... Sözleri de aynen şöyle, belki sen de duymuşsundur ''Düriyenin güğümleri kalaylııı aaaah kalaylı fistan giymiş etekleri alaylıııı alaylıııı ammaaan ammaaaan, Düriye mi aldatması kolay mı aaaah kolay mıııı'' öyle devam edip gidiyor işte...
Senden izin almadan bu şarkıyı yapmışlar ablam. Ben senin yerinde olsam bunların hepsine tazminat davası açar dünya kadar paralarını alırım billahi... Ne demek ya Düriye Ablama şarkı yapıp da ablamı dillere düşürmek... Hem sonra bunlar, senin evinde ne kadar kapkacak olduğunu, güğümlerinin kaç tane olduğunu, sayısını nereden biliyorlar?
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta