Kop’ta bir anıt;
Binlerce Şehitin hepsine, bir mezar taşı…
Kop’ta bir anıt;
Binlerce Şehit torununa anlamlı bir acı.
Dur Yolcu! ..
Hepimiz bu dünyada birer kiracı…
Dur Yolcu! ..
Coş, Sen Şehit torunusun; oku “FATİHA”nı.
Şehitlerden buyanı,
Bize kalan miras, Ulu Türk Vatanı.
Kop’ta büyük bir anı,
Şehitler anıtı burda, unutma sen yatanı.
Unutma, Ay Yıldız’a renk veren o kanı
Unutma, uğruna can verilen bu Yüce Vatanı.
Dur Yolcu! ..
MEVZİLER SIRDAŞ OLMUŞ O GÜNLERİN DERDİNDEN
Kimi alnından vurulmuş, kimi kol, ya da belinden
Hiç biri “dönerim” diye düşlememiş yerinden
Vuruşarak Şehit olmuş, Yüce HAKK’ın emrinden…
“Ayı girmiş tarla”nın buğday başakları gibi,
Yatmışlar toprak sanılan yere
Vatan’a “VATAN” olmak için! ..
“ALLAH ALLAH! ..” sesleri yükselirken göklerden
Kop Rüzgar’ın estiği o güzelim tepelerden
Akıyorken dereler Şehitlerin kanıyla
Hak Peygamber yolunda,
Yeşillikler arasından kaldırmışlar başlarını
Sanki “FATİHA”lar okuyorlar
“Kop Lalesi” burda Şehitlerin ruhuna…
Kimi daha on dördünde, kimisi sekseni aşmış
Kop Dağları’nın her karış toprağında;
Siperler içerisinde Osmanlı - Rus mermileri,
Yan yana barışık “koyun koyuna” yatıyor…
Biliyordu Mehmetçik,
ALLAH için, Millet için, Din için
Canın Vatana bir kurban olduğunu;
Bu nöbetten, işte bunun için dönülmeyeceğini!
Karşı karşıya duran, şu mevzilere bir bak! ..
İnanılmaz bir aralık, nefesler karışacak
Özlemler duman duman, gözler al al olmuştu
Yanık Kop Tipisi’nin ninnilerinde
Aradaki uzaklık, “arpa boyu” kadar yakın…
Mevziler içerisinde Türküler hiç eksilmiyordu
“Kop Dağı oldu duman, Yüreğim yandı heman”
Kop’ta karlar yok oldu, Vatan’ın sıcaklığından
O küçümen taş mevzi, hem yastık, hem yataktı
Çatışmadığı günler, yakından uzağa baktı…
Niçin gelmişti bunlar?
Bilmiyordu hiç biri
Öyle de olsa, donanmıştı Rus askeri
Donmuyorlardı Kop’un sert soğuk tipisinde;
Onların donan kanları vardı sadece Türk korkusundan! ..
Düşse de parmakları,
Birer birer eski, yırtık çarıklarından;
Mehmetçik ölümden, hiç mi hiç korkmuyordu yarınlarından!
Vatana kurbanlık koç gibi bekliyor,
Yinede bu Vatan uğruna, bayrak gibi dimdik duruyordu;
“Şehitler”in ölmediğini “Dini” gibi biliyordu! ..
Mehmetçik bir anıttı; bu can bildiği yerde
Rus emrinde gelmişti o “Kazak” askerleri de,
Öğrenince canların verdiler bu can uğruna.
Ne olduğun bilirlerdi Vatanın
Temel inançları vardı,
Yoluna kan; Vatanın da can olduğuna…
Bir çatışma ki, anlatabilmek yetmez!
Kan gölüne dönmüştü dağda, bir çok düz olan yerler,
“Kop Tipisi” eserken kokuyor toprak,
Konuşuyor yer, iletiyor “Kop Şehitleri’nden selamlar! ..”
Yatıyordu bu yerde Türk kanıyla iç içe…
Bilmeden yok olmuştu;
Kazaklı kardeş askeride! ..
Aradan geçen yıllar Kop’u kana buladı.
Kan kırmızı, kan değil; ondan renk alan lale
Kafaların eğmişler sanırsın dua ile
Kan kırmızı – beyaz, değişik çiçekleri de var,
Kop Lalesi Bayburt’ta - Kop’ta, Ay-Yıldız’a bir yar;
Onun güzel rengi var, Şehitlerin üstünde
Sanki Türk Bayrağıdır; Şehitlerin canı var! ..
Vatan kokusuyla pişmiş geri dönmeyen erler! ..
Dersaadet’ten, Ayıntap’dan, Bayburt’tan…
Nice yerlerden koşmuşlar MUHAMMEDCİKLER! ..
Mehmed’imin silahı toprak altında kalmış,
Kop Lalesi doğasın şehit kanından almış,
Laleler kan kırmızı, Şehitlerden selam var…
Baharlarda açınca
Laleler bir şey söyler, altta gülen “Kop Gülü”
Gülen güller GÜL olsa, Şehidimin gönlünce
Dalgalansın Ay - Yıldız, yüce Kop cennetinde…
Kayıt Tarihi : 4.11.2009 01:08:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!