rüzgâr! ...
gökyüzüne kızmış, delirmiş yine bugün
gökyüzü
kalmış ayaz da, üşümüş koca gövdesi
üzerine çekmiş yorganını
şehrin parmak uçları kalmış açıkta
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Elbette kovsun...kovmalı...bu sevda yaşamak için iki kişiye de yeter...kutlarım :)
gökyüzü
kalmış ayaz da, üşümüş koca gövdesi
üzerine çekmiş yorganını
şehrin parmak uçları kalmış açıkta
(çoooooook güzel burası...yüreğine sağlık canım,demekki aşktada ayağımızı yorganımıza göre uzatmalıymışız :)..tebrikler..!
Tülay hanım,
Gece üç-beş nöbetlerinden güzel şiirler çıkarmış birisi olarak şiirnizin her dizesinin nasıl bir yoğunlukta yazıldığını tahmin edebiliyorum.
Gözlere inen yağmur hali ise; bambaşka bir duygu halidir elbette ve 'kendinden bir ben yaratmışsın' çıkarımınızı da beğendim doğrusu...haklısınız o duruma biraz hayıflanmakta; zirâ insan duygusu nisbetinde bir sevgili oluşturur içinde...ancak soru şu ki; acaba sevilen sevenin sevdiği kadar mıdır ? yoksa daha ma katmerli ???
Hr zaman farklı yaklaşımlar okuyorum şiirlerinizde ve bu sefer de elim boş çıkmadım, o sebeple teşekkürler....
Sevgi ve muhabbetle kalınız, kandiliniz hayrlı mübarek olsun...
Ne kadar özlemisim siirlerini PAPATYAM!
Ask prensesim, sen aska asiksin.. Aradigin Ferhat - Sirin, Kerem - Aslı, Leyla - Mecnun'unkiler kalmadi artik günümüzde.
Siir cok cok güzel yüregin ve ellerin dert görmesin Papatyam..Sevgi ve özlemle.
En zor nöbetler üç-beş nöbetleridir..
Bu saatte uykuda olmayıp şiir yazanlar, duygularla yoğrulanlardır bence.
Yine duygulu ve güzel bir şiir.
tebrikler Tülay.
aşk
en çok senin yüreğine vurmuş yâr...
yosun gözlerine
yağmuru misafir etmiş.
Bu kadar mı duygular yansıtılır şiire.
Mükemmeldi.
tebrikler Tülay
Mehtap
sen
her şeyden habersiz
-en büyük aşkı ben yaşıyorum- diyorsun! ...
kendinden -bir ben - yaratmışsın...
beni hiçe sayarak...
_______en büyük derin aşklar değilmidir sevgiliden habersiz yaşanıp sevene üç beş nöbetleri tutturan ___
_____yüreğine sağlık bir nevi duygularımın tercümanı olmuş dizeleriniz __ sevgiyle kalın.....
Dünyayı aşk sardı mı, zannetmiyorum ama şiiriniz güzel olmuş. Tebrikler.
yosun gözlerine
yağmuru misafir etmiş...
buraya takıldım...? tebrikler
aşk
en çok senin yüreğine vurmuş yâr...
yosun gözlerine
yağmuru misafir etmiş...
kov gitsin yağmuru, ben geldim...
bende ki seni de yanıma alarak...
__Bende nöbetlerdeyim :))) Yüreğine sağlık sevgili Tülay....
Bu şiir ile ilgili 12 tane yorum bulunmakta