Hey gidi İstanbul!
Alnımın yazısı,
Dünya Mirası.
Gün gelip, saat çattığında,
Ben dönüşsüz yola çıktığımda,
Ardımdan yalnızca sen ağla
İstanbul'um, yalnızca sen!
Gazeteler üçüncü sayfadan vermesin
Ölüm haberimi.
Anam bilmesin
Gittiğimi ve bir daha dönmeyeceğimi.
Bunu yalnızca sen bilmelisin
İstanbul'um, yalnızca sen!
Hey gidi İstanbul!
Alnımın yazısı,
Dünya Mirası.
Şimdi kilometrelerce uzağımdasın.
Gündüzleri hayalimde,
Geceleri rüyamda.
Yediğim ekmeğimde,
İçtiğim şarabımdasın.
Aldığım her soluğumda…
Az kaldı İstanbul'um,
Az kaldı, bekle.
Bir gün mutlaka döneceğim,
Yüreğimde tarifsiz bir özlemle.
Ve ben döndüğümde
Çiçekler açmış olacak her yerde.
Sen ağlayacaksın öldüğüme,
Bense, sevineceğim sana erdiğime.
Hey gidi İstanbul!
Alnımın yazısı,
Dünya Mirası.
Beni kollarının arasına al.
İster Yerebatan Sarnıcın’a,
İstersen Ayasofyan'a göm.
Çünkü;
Doğacağım nasıl olsa
Her sabah Çengelköy'den,
Seni seyredeceğim Sultanahmet'ten.
Bakacağım anama ve sana
Adalar'dan
Ve batacağım her akşam Çamlıca'dan.
Unutmadan!
Anama da iyi bak.
Sen nasıl Dünya Mirasıysan bana,
Anam da benim mirasımdır sana.
O’na benim için iyi bak.
Hey gidi İstanbul!
Alnımın yazısı,
Dünya Mirası,
Koca İstanbul! ..
05.12.01
İzmir
Kayıt Tarihi : 14.8.2003 15:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
oldukça etkilendim.Ve İstanbul çekti canım...
Teşekkürler
TÜM YORUMLAR (2)