Bugün Dünya kızlar Günü !
'' Ben 1962-63 öğretim yılında Nazımiye Yatılı Bölge İlkokulu'nu bitirdim.Yaz tatilini köyde geçirmek üzere yola çıktım.Köyümüz yayan 2 ile 3 saat sürerdi.
Bir dağ köyü olan Çevrecik Köyü ,gerçekten 3.cü jeoloji zamanında dağlardan koparak çukura yerleşmiş,etrafı dağlarla çevrili bir köy...
Cumhuriyetle birlikte bizim köyümüzde okuma yazma hızla başlamış. Büyük ağabeyim 1950'de Akçadağ Köy Enstitüsü mezunudur.Büyük ablam hariç hepimiz okuduk.Feodal yapının etkisi,babacığımın karşı koyması,ağabeyimin okulda oluşu ablamın kaderini değiştirmemiş.14 en çok 15 yaşında evlendirmişler.
Ablacığım,sabahleyin giyinip eve gidiyorum diyince kaynanası: ''Kızım sen artık evlisin,evin burasıdır ,''dedikten sonra çok zor zamanlar yaşamış.Kavga dövüş kıyamet gibiymiş.Ağabeyim taaa ki,1953'te naklini bizim köydeki ilkokula alana kadar bu kaynana terörü sürmüş.
Ağabeyim işe el atınca ablam baskılardan kurtulup rahat bir nefes almış.
Babam köydeki baskıları görünce bütün çocuklarını okullara gönderek gidip kurtulsunlar köyde sürünmesinler diye etini dişine takarak önce büyük ağabeyimi,sonra diğer ağabeylerimi okullara göndermiş.
Hiç unutmuyorum, ilkokulu iyi dereceyle bitirmiş,yaz tatilinde köye gelmiştim.Büyük ağabeyim ailece yaz tatilinde köye geldiler.Bir gün ben çay demlerken adımın konuşmalarda geçtiğini duyunca pür dikkat kesildim.
Ağabeyim:- Baba bacımı bize götüreyim ev işi öğrensin,akşamları Erzincan'da Kız sanat okuluna gitsin bir meslek öğrenir dedi.
Babam ,hışımla kürsüden kalktı.Şalvarını eteklerini silkeler gibi bir hareket yaptı:- Haaa... geline hizmetçi mi lazım?
Ağabeyim biraz şaşkın,babam beni çağırıyor. Hemen koşarak elimdeki işi bırakıp geliyorum.
Ben:-Efendim babacığım,dedim.
Babam:- Yarın Ali Ormancı'nın kızı ile dükkancı Ferhat'ın kızı Mardin Kız İlköğretmen Okulu imtihanlarına gidecekler.Bak,eğer gidersen seni göndereyim,git oku kurtul...Gelinler senin eskilerini giysinler. Yok okumam dersen,ömrünce gelinlerin eskilerini giymekten kurtulamazsın,şimdi karar ver...
Ben hiç tereddüt etmeden :-Evet ,giderim babacığım,dedim.
Hemen emir komuta zinciri gibi anneciğim eşyalarımı derede kazan kurarak yıkadı,güneşte kuruttu,Küçük bir tahta bavula yerleştirdi.Ertesi gün erkenden yola çıktık .Rahmetli İ.Atıcı'nın minibüsüyle Elazığ'a gittik.Ordanda 15 kız kadar bizi Mardin'e götürdüler.H.Ağabeyim benimle gelmişti.Üç gün sonra imtihana girdik.Tunceli'den 300 kız öğrenci imtihanı kazandı.Kazananların ilk üçüde Tunceliliydik.Toplam 500 öğrenci imtihanı kazandı.Ağabeyim beni bırakıp giderken,şöyle demişti:
-Bacım seni bırakıp gidiyorum.Olur ya,parasız kalırsın,sakın sana ait olmayan hiçbir şeye el uzatma.Paran biterde canın bir şey isterse ,nefis it gibidir,HOOOŞT dersen beklemesini bilir.
O günden sonra yılın 9 ayı okulda,bir ayı ağabeyimde,iki ay köyde kaldım.Anneme ve babacığıma hasretim ve gurbet hiç bitmedi ,ama ben ailemi hiç bırakmadım.
1968-69 Öğretim yılında mezun oldum.Naklimi köyüme istedim.H:Ağabeyim köyümüzde öğretmen ve müdür ,ben 1-2-3.sınıf öğretmenliğini aldım.İki yıl anneciğim ve babacığımın mutlu,huzurlu yaşadıkları bir zaman oldu.Bende onlara hasretimi o iki yıla sığdıramadım.1971 ağustosunda evlenerek Almanya'ya gidişimden 10 ay sonra anneciğim vefat etti.
Böylece babam beni kendileri için değil,benim geleceğim için okumamı çok istemişti.Bu gün onların fedakarlığını unutmak mümkün değildir.Allah kani kani rahmet etsin !
Bu gün rahatımı onların kararlılık göstererek okutmalarına borçluyum.Ne mutlu ki hala böyle anne ve babalar çoğunluktadır.Ne mutlu onlara...!
11 Ekim 2017 Almanya // Senem Hayriye Aygül''
Hayriye AygülKayıt Tarihi : 12.10.2018 14:09:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Anılarımdan biri...
beğeniyle okudum
Çok teşekkür ederim,sağ olun efendim.
Teşekkür ederim,yüreğinize sağlık.Allah razı olsun.
TÜM YORUMLAR (3)