Sen benim,
kabuk tutmamış yaramsın,
merhemi gecikmiş,
adına şiir yazılsa kanayan,
bir sükûtun içinden yükselen
başkaldıran figan.
Kirpiğine asılmış gün batımlarıyla dolaşıyorum şehirleri,
kaldırımlara düşen gölgem bile senden nasibini almış.
Ben seni unuturken bile hatırlıyorum.
Bir çelişkinin ahraz köşesinde,
ağzında mühür, gözünde yangın,
susmaların en gürültülüsüsün.
Sen benim,
dünya ahret acımsın!
İçtiğim çayın demi eksik,
ama telvesinde yüzün var hâlâ.
Her falda sen,
her duada eksik bir "amin"sin.
Dilin damağa yapıştığı yerde başlıyorsun sen.
Ve ben hep susarken söylüyorum seni.
**
Bir seccadenin ucunda unutulmuş günahsın,
helalleşilmeyen ayrılıksın,
ve kalbimde beytülmakdis gibi kutsal bir yoksunluk.
Ağlamadım deme bana,
çünkü gözyaşı değil,
damarlardan kırılan sükûtlar akar bazen.
Gül bahçesine dönmüş dilinde,
bir demet ince alay var:
“Seven sevilir sanır da
bir ömür susar!”
**
Ben seni,
kendine yalan söyleyen aynalarda sevdim.
Dürüst bir kırılganlıkla,
ve bir ömrü kendi içinde çürüten sabırla.
Seninle geçen zaman değil,
senin içinde kaybolan ben suçluyum.
Sen o büyük sözlerin sahte yüceliğisin,
ve ben seni en çok—
gerçek sandığım yerde kaybettim.
**
Bir dilek hakkım olsaydı,
onu da sana yazardım,
ama sen çoktan başka bir duanın bedeliydin.
Ben sana kavuşsam,
dünyanın dengesi bozulurmuş gibi,
kâinatın terazisi hassasmış çünkü,
mutluluğumuz fazla kaçarmış evrene göre.
**
Sen benim,
ölümü öteleyen sabrımsın.
Bir nefes gibi geçici,
ama kalp gibi elzem…
Ve ne zaman unutmaya kalksam,
biri adını anıyor içimde
—senin haberin yok!
**
Bak hâlâ anlatıyorum seni,
kelimelerden bir kabir yapıp içine gömüyorum hasreti.
Şairlik değil bu,
bu, kaybolmuş bir dua,
yolu kaydırılmış bir yazgı!
Sen benim…
Dünya ahret acımsın.
Aşk değil bu.
Bu: sonsuz bir eksiklik yeminidir.
Ve sen,
en güzel yerinden çıkmış
bir cevap gibisin.
Rüstem Badıllı 3
Kayıt Tarihi : 28.5.2025 00:20:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!