Bir mânâ gölgesi dünya adında.
Bir fenâ simgesi rüyâ tadında.
Kaç nâdan dadanmış çürük meyveye.
Kaç fidan budanmış sönük gâyeye.
Her kudret mahkûmdur mezar taşına.
Her lezzet zakkûmdur katar aşına.
Kâh alır kaldırır tâc u tahtlara,
Kâh varır daldırır acı bahtlara.
Ne vefâ görülür gelen sözünde
Ne sefâ sürülür gülen yüzünde.
Ger gönlün dayarsan naşâd olursun.
Ger günün sayarsan rahat bulursun.
Ey dîlbâz yamânsın, balın zehirdir.
Ey cambaz yalansın, malın sihirdir.
Var söyle Yûnûs’a yoktur esası.
Var böyle hususa çoktur kıssası.
Ekim 2017
1 Nâdan: Cahil, haddini bilmez
2 Tâc u taht: Makam, mevki
3 Naşâd: Mutsuz
4 Dîlbâz: Gönül çelen,
5 Cambaz: Mecazen çok mâhir, kurnaz. At, sığır gibi hayvan alıp satan tücaar
6 Kıssa: Ders veren hikâye
Kayıt Tarihi : 1.6.2021 21:47:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mim Mustafa Hakan](https://www.antoloji.com/i/siir/2021/06/01/dunya-851.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!