Dünün Çocuğu, Yarının Yaşlısı
Bir zamanlar çocukluktu adımız,
Tozlu sokaklarda kurulurdu tahtımız.
Ne para bilirdik, ne geçim, ne hesap,
Bir misket dünyamızdı, bir ip atlayış rahat.
Çember çevirirdik teneke kapaktan,
Mutluluk dökülürdü her bir şakaktan.
Gelecek kaygısı mı? O da neydi ki?
Yoklukla doyardık, doymazdık belki...
Bayramlar gelirdi, içimiz kıpır kıpır,
Ayakkabımız eski ama kalbimiz pırıl pırıl.
Şekerin, harçlığın kutsal bir değeri,
Bir mendil bile alırdı yerini severi.
Düğünler olurdu sokak arası,
Bir saz, bir davulla dolardı havası.
Kına yakılırken titrerdi elim,
Sünnet olunca büyüdüm sanırdım derin.
Asker uğurlarken ağlardı mahalle,
Konvoyla karışırdı gururla sitem.
Bir cenaze olduğunda sessizleşirdi gün,
Komşunun acısı da bizimdi, hüznün düğüm.
Sobanın çıtırtısıyla uyurduk gece,
Alevin gölgesi düşerdi tavana izce.
Bir at olurdu bazen, bazen bir kuş,
Hayalden hayale kanat açan düş...
Yoksulluk vardı ya, çok şükür vardı,
Her şeyin kıymeti nadir, ayrıydı.
Bir lokma ekmek, bir tas çorba
İkram edilince olurdu bayram sofra.
Bir komşu gülümsese ısınırdı içim,
Bir acı paylaşılsa hafiflerdi biçim.
Sevincimiz ortak, acımız da öyle,
Birlikti bizi insan yapan özle.
O zamanlar masumduk, tatlı ve duru,
Kirlenmemiş gönül, lekesiz ve gururlu.
Yalan bilmezdik, kötülük tanımaz,
Dostlukla büyür, sevgiyle yanardık az.
Annemin sesinde ninniler vardı,
Babamın bakışı liman gibiydi.
Şimdi bir ayna var, kırık ve yorgun,
Gözümde birikmiş bin yıllık yorgun.
Ama sonra büyüdük, çatıldı kaşlar,
Hayatla öğrendik ne demek savaşlar.
Geçim dediler, borç dediler, dert,
O çocuk gitti mi, döner mi elbet?
Saçlar beyazladı, bel biraz çöktü,
Zaman dediğin şey, usulca söktü.
Ne kaldı geriye o güzel günden?
Bir avuç özlem, bir tutam hüzünden...
Yaş aldık, yaşlandık, çözüldü bağlar,
Çocukluk kokusu dolsa da dağlar...
Bir salıncağa binsem yine geri,
Dursa zaman, dursa şu dertli seri...
Dünün çocuğuyum, bugünün yükü,
Yarının yaşlısı, zamanın hükmü.
Omzumda yıllar, gözümde yaşlar,
İçimde hâlâ o sokaklar var...
Ne eski ev kaldı, ne de sobamız,
Anılar yankılanır, içimde ıssız.
Bir resim, bir yorgan, bir yarım masal,
Kalbimde uyuyan bir öksüz vefal...
Şimdi aynaya her baktığımda,
Bir soba alevi düşer duvara.
Tavanda kıpırdayan o masum gölge,
Seslenir usulca: “Unutma, sen de bir çocuktun önce…”
Kayıt Tarihi : 28.5.2025 12:03:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.