Dünü Günüyle Ezelki Yarinlara 2

Seyfi Karaca
5099

ŞİİR


14

TAKİPÇİ

Dünü Günüyle Ezelki Yarinlara 2

Kendine kutsiyet dileyen arzulayan ve atfeden her dolaşımın her kişiyi ulaşmak istediği bedel karşılığında kendini ispatlamakla mükellef kıldığı ağır yorucu çoğu zaman da ölümcül safhalardan geçmedikçe ulaşılmaz erişilmez yüksekliği ve yüceliği vardır .
Yani ister imkanlar dahilinde isterse imkansızı arzulayıp istemeye dair hayalinde düşlediği yorduğu veya kurduğu her bedel karşılığında her kişinin YAŞAM MĞCADELESİ kavramını onurlu itibarlı ehil özgür kişilikli liyakatli bilgili sorumlu vicdanlı hak hukuk gözeten karakter dengesinde ödemesi gereken emek zahmetler karşılığıdır yaşadığı hayat veya terkettiği akıl fikir inanç ve itibar dengesizliği.

Yani bir çeşit içten pazarlıklı her kişiyi bütün varoluş huy ve seciyesiyle kendini dışa vurduğu olumlu olumsuz çelişki ve çatışmasından birer birer ayıklayıp kendini temize çıkarmaya dair bir yaşamsal hayatilik ilişkisi ve alış veriş sözleşmesidir bütün sosyal alışkanlıkları örgütleyen ve denetleyen inanç oymak kabile topluluk adet töre toplum kültür sistem veya dinlerde.

Yaşamın olağan akışlı doğasındaysa inişi çıkışı, düzü yamacı, zirvesi derinliği, siyahı beyazı, yakını uzağı, serti yumuşaklığı gibi zıtlıkları ve sonsuz çeşitliliğiyle asla sabit soyut yapaylıkta tek tipliliği kabul etmediği gibi tekdüzeliği de yoltur.
Bu yüzdendir ki gerek hayalde gerek düşte arzulanan hayatı kuran yoran yapan yetiştiren besleyen donatan düzenleyen üreten kollayan denetleyen ve kurtaran bereketlilik insanla aynı eşit hizadaki yatay düzlemlerden değil, insan üstü masalsı düşünce sarmalıyla özdeş dikey, uç ,yükseklerden geldiğine inanılır bilinir ve veya ibadet edilir.

Marksizmin bilimselliği kutsadığı ve öncülediği ve aska uzlaşmaz çelişki karşıtlığının emek- sermaye çatışmasıyla mutlak erişilecek ideal olan; bütün sosyal eşitsizliği gericiliği karanlığı adaletsizliği ve gelecek kaygısını sayesinde ortadan kaldıracağına aklını fikrini ve inancını bağlayan siyasal ve felsefi sosyolojide Proleter Diktatorya, hem toplum üstü ütopyadır hem de beklentilerini dışa vuranların hayal ve düşünü gerçekleşmesini dilediği sosyal içerikli alış veriş ilişkisidir. Yani insanın kendini doğal sıradan olanla eşitlemek gibi bir çabası tatmini yahut gereksinimi temelden yoktur ve hep bilinmezini aşamadığı sorunları veya olması mümkünsüz beklentileri sorunsuz sınıfsızlığı savunan ideolojilerde yahut ilahi dinsel vaatlerle kutsiyet atfettiği oranda tarih boyunca hiç bir zaman kalıcı değerini istikrarını düzenini ve dengesini bulamayan sosyolojik travmanın asli sebebi, olumsuzlukların zirve yaptığı sosyal noktalarda kendi yıkımını gerçekleştiren her yenileşme isteğinin hemen ardından başlayan eskisinin bütün yalan yanlışlarına kök ve saçak salmak, gerçekliği olmayan sahtelikle başlayıp biten ve eşitsizliği yolsuzluğu adaletsizliği yozlaşmayı çürümeyi kurumsallaştıran her işini yaşam mücadelesinden koparak kolaycılık hurafrcilik çirkeflik çarpıklık gericilik yobazlık ahlaksızlık karaktersizlik ikram ve piyangosuna takılıp kendinden doğadan hayattan üstün olağan dışı ruhsal ve hayali güçlerine havale edilir. Çünkü o noktadan sonra zorbalık talan taciz hırsızlık haramilik yolsuzluk güruhu hayata hakimdir ve onur itibar emek akıl fikir vicdan adalet liyakat saygı sevgi dengesi ve değeriyle üretmeden gösterişli özentiler tüketen hayatın öznesi ve yüklemi ölümü kutsayan sefillikler şiddetler korkular lanetler kahırlar kabuslar ve yoksulluklarla yaşar ve yarışır.
Ve insanın yaşam mücadelesini vermediği ve tümüyle topyekün sahte yapay soyutlaşmalara terkettiği yerde de her saniye çıkar ilişkisine göre söylemiyle eylemi değişkenlik gösteren dönekliğin kişiliksizliğin fırıldaklığın yalanın talanın vurgunun çürümenin yozlaşmanın hukuksuzluğun haksızlığın yerleşik düzende kurumsallaşarak gırla gittiği kendine dair hiç bir değer ve karşılığı da yoktur insanın .

Bu yüzden de eğer ki kendini dahil eden inanırlığı güvenirliği payı etkisi yaptırımı dirayeti iradesi aklı cesareti özgürlüğü öz güveni fikri bilinci duyarlılığı sorumluluğu bilgisi becerisi paydası katılımcılığı yoksa, her şey sahteliğe evrilir, yozlaşır, kokuşur, durağanlaşır, silikleşir ve hızla azalan değerler toplamında birikimlerini tüketerek sonsuz yıkımlara sebep vererek sadistliği sapkınlığı cinneti kötülüğü çirkefliği yobazlığı bencilliği üreterek bütün olumsuz ve katlınılmazları hayatın kabulüne sıradanlaştırılır.
Çünkü kendi insancı iradesi özgürlüğü katkısı hissesi doğruluğu dürüstlüğü saygıdeğerliliği paydaşlığı dayanışması azmi gayreti çabası emeğiyle gerçekliği olmadıkça, sapmalarla ortaya konan istismar ve ahkam kesiciliğinin yandan çarklısında değişerek döneklik etmeye maddesi mayası uygun ve hazır üçkağıtçılığın hammaddesi oluyor .
Algı Yönetimiyle her türlü yalanı haramı vurgunu yolsuzluğu haksızlığı hırsızlığı talanı normal yasal ideal meşru masum ve legal saydırarak günübirlik çıkar menfaatine göre kutuplaştıran veya ortak masa kuran piyasa dönüm dolaşımında inşaat sektörüyle sınırlı soygun vurgun talan ve sömürü çarkını döndüren, üretmeden tüketime dayalı keyfi hükümranlık çarkı eninde bozulur çatırdar ve çöker .

Aradaki eşitsizlik adaletsizlik kıskacında Ürettiği yokluk yoksulluk ve sefaleti cilalamak için yozlaşma afyonu ve magazin kültürüyle baskıladığı İstismar Hamasetini de sadaka dağıtarak kendine bağlı sefil yoksulları mobilize ederken de şiddet sarmallı özenti gösteriş ve görgüsüzlük üreten medya magazinciliği çıkar ortaklığına ihtiyaç duyulur.
Sonrasında çıkar odaklı menfaat ganimeti uğruna duruma göre şekil vaziyet alan veya ilişki ağı kuran ahkam kesmeler iddasından öte geçmeyen ; toplum dünya hayat ve insanlıktan kopmuş uzaklaşmış; inanılır güvenilir saygın ve samimi gerçekliklerle özleşmediği palavradan ibaretlik söylemlerde kendine siyasi model gösterimli şovmenliğin sahtekarı Marksist de, muhafazakar da, medyatik magazincilik de niyet maksadı aynı olan her koşulda birbirini ortaklaştıran kümede her fırsatı ayrıcalıklı seçkinler güruhuna dönüştürmenin toplumsal bazdaki çürük delik kokuşmuş yozlaşmış zaafiyetlerini kollayıp, çöktükleri yıkım yağma sultasına yenilmez yıkılmaz üstün ve imtiyazlı mal mülk yetki ve hüküm patronu olmaya can atmaktadırlar. Bu yüzden de sefillik yokluk yoksulluk acizlik eziklik ve çaresizlikle terbiye ettikleri güdümlü kalabalıkların ölü hayatını kabullenmesini sağlayarak, ülkenin en gözde ve güzide koy kıyı sahil tatil arazi orman deniz alan semt ve pahalı yerlerindeki yağma yıkım ve yangınlarla köpürtülerek kızışmış piyasasına çullanıp çöreklenilen sorgusuz sualsiz ganimet avcılığının reklam moda sağlık siyaset müzik ( cıs tak cıs tak popçu ilahi söyleyenlerinin veya karınağrısı yoz ve popüler külltür kangrenlerini çalıp üfüren özgüncülerin damardan giriş çıkışlı arabeskten hiç farkının olmadığı) banka borsa sinema ( yüze tıksırsa tükürse dahi gülmeye hazır veya ağlamak için mendilini yanında hazır tutan veya özendiği şiddet içeriklerinden rol kapmaya kendini kilitleyen alışmış uyuşmuş toplumsal çürüme ve çöküşlerin ayarlayıcısı ıskarta filimcileri yahut komedyenler topluluğu, tıpkı din tarikat ve kimlik istismarcıları gibi ortak soygun sömürü çarkının aksam parçaları olarak ) sergi şair yazar çizer medya mütahit dizi siyaset tüccar galeri gıda marka ulaşım iletişim ekonomi fenomen ünlü ve şöhretlileri, onlarca milyon dolarlık servetin kurulu düzen çark ve çevrim ortaklığıyla sür sefa sahibi olmakta.
O nedenle melekler, yerden ulaşılmaz erişilmez yukarılarda diye inanılır ve bilinir. Göklerin yedi katı arşı alası ve sorunsuz dertsiz idealerin ilahi huzuru mekanı yine oradadır diye kabul edilir. Adanmış kurban ve bolluk bereketliklik ordan yeryüzüne iner.

Yunus Emre ise buraya akıl fikir dahlini koyarak tanıklık ettiği somut gerçekliklerden “ ne ararım gök yüzünde bana rahmet yerden yağar “ akıl fikir gözlem bilgi görgü çıkarımı yaparak emeği karşılığında değerlenecek ve kazanılacak olan insanla hayatla dinle devranla iyilikle kötülükle halleşmemenin hakkı zenginliği düzeni istikrarı dengesi bereketinin olmadığı gökte değil olup bulunduğu yer yüzünnde olduğunu idda eder ve savunur.
Dolayısıyla, kanıksadıkça hayatını mucizelere bırakarak beklentilerinin gerçekleşmemesi oranında yaşamdan dünyadan toplumdan insanlıktan ve kendinden soğuyup ölümü veya ölümden beter dayatmaları çare çözüm ilaç derman ve kurtuluş olarak gören ilişkili dünya gerçekliğinde eşitliğe temelden inanmamanın en temel ilgili alakalı sebebiyle…
Toplumlar devletler uygarlıklar ve bireyler çabası kaygısı düşüncesi davranışı duygusu ihtiyatı dahli gayreti sorumluluğu bilgisi emeği üretkenliği aklı mantığı duyarlılığıyla kendi karakteristik varoluşunu dilediği iradelerde ve ortak paylaşımlarda sürdürülebilir ilişkilerle yaşatmadığı sürece, emaneten ve yabancısı olduğu bedenlerde , yapılarda ve kimliklerde asla kişilik ve karakter sahibi kendine özgün gerçeklikleri yaşayamazlar.

Emaneten ödünç yaşatılan özgürlük sağlık iyilik söz yazı tavır tarz inanç itibar sanat muhabbet konfor caka gösteriş kazanım alışkanlık ve mutluluklarsa kişiyi çırpındıkça kulluk kuklacılık köleliğine bağlayarak özenti salgınlarından ve bağımlılıklarından hiç bir zaman kesinlikle azad olup kurtulamayacağı ahmaklık ve esaret budalasına dönüştürür.
Ve sefil yoksul aciz düşkün sömürülmüş ezilmiş tecavüze talana uğramışihmal edilmiş hiçe sayılmış ve ihanete uğramışların hepsi hayatlarına çökmüş çöreklenmiş üstüne n seçkin imtiyazlı güruhun lüks şatafatı konforlu ayrıcalıklı tanrıdan rol model çalarak kendilerini sorgusuz yargısız her hakka ve yetkiye ilahlaştıran sür sefaları için çalışıp çabalayıp ölmekte.
Yoksulluğun cehaletin ve adaletsizliğin hüküm sürdüğü bir yerde herkes birbirinin dalına basarak herkesten üstün seçkin erişilmez ve hiç kimsenin sahip olmadığı imtiyazlı ayrıcalıkla ve kutsanmış keyfine buyruk yetkiyle donanmış olmak ister . Bu yüzden de en üste yerleşmiş çökmüş ve çöreklenmiş güruh kendi sürsefalık sultasını sağlama almanın her türlü insanlık dışı sistematiğini kurarak yönlendirmeye ve yönetmeye dolaşıma sürdüğü kıtlık kıyamet güncesinde güvensizlik eşitsizlik sefalet kuşku korku baskı zorbalık gibi hayatı ve toplumu felakete sürükleyip felç eden bütün olumsuzluklar sapkınlıklar liyakatsizliklet ve mutsuzluklar silsilesinde her şey durağan bitik bozuk değişmeyene ve sabittir.

Bütün bunlar toplamı tümü ve devamında dünü günü tutmaz kaypaklığın dönekliğin hamasetin kişiliksizliğin yaşam gerçekliğinden sapmaların güç ve gösteriş fetişizminin hurafenin ganimet çıkarcılığının yahut her gün yitirilen değerler çürümüşlüğünü her türlü istismar serveti bilmelerin değil, ömrü hayatını bedel koyan fikrin hukukun hakkın emeğin sorumluluğun umudun liyakatin vicdanın cesaretin ilmin saygınlığın güvenirliğin yiğitliğin dürüstlüğün doğruluğun kişilikli ve karakter sahibi olarak, çağının ve yaşam mücadelesinin gerektirdiği etkiyi katkıyı bilinci sezgiyi tanıklığı deneyimi hiç eksilmeyen ve sürekli zenginlik artıran katılımcılığıyla, hayal ettiği aydınlık yarınları özgür iradesiyle gerçekleştiren toplumsal hayatımızı, sevgili ülkemizi sonsuz sınırsız ortak yaşam gücü vencesine dair kazanım ve birikimleri ortaya koyduğu sağlam iradesiyle ispatlayıp kanıtlamış olduğu onurdan itibardan sayarak hepimize rol model önderliğinde ortak mutluluğun vazgeçilmez değeri olan sevgili Atatürk’ e tükenmez sevgi ve şükranla.

Ocak /25

Seyfi Karaca
Kayıt Tarihi : 6.1.2025 16:23:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!