Dul tutku çizgileri / ölümlü hikayeler...

.

- geç kaldın, bir şey mi oldu.

- hayır, yetiştirmem gereken işler var. onları hallettim

- iyi etmişsin, seni görebilecek miyim.

- canım müsait değilim ki, raporları yetiştirmem lazım. inan öyle özledim ki bende seni.

- biliyorum, ama ben kötüyüm, illa görmem lazım seni.

- iyide dağınığım biraz, kuaföre gitsem saçlarımı kestirsem fönletsem de öyle görsen

- saçlarını bir kestir, bir santim dahi karışmam yemin ederim, dokunamazsın

- canım lütfen ya, kısaltacağım biraz, uçlarında kırık var hem

- sakın, bir dokun yemin ederim konuşmam, çeker giderim senden, bak büyük yemin ettim.

- canım kusura bakmada bir tuhafsın, saçma bir şey bu düşündüğün

- saçma falan değil, ben umudu mu saçlarınla bağladım, kesersen onları umudumu koparırsın, demedi deme bak, kestiğin an yeminle koparırsın beni, sapıtırım.

- peki kesmem, saçma bulsam da defalarca bu konuyu tartışmaktan bıktım.

- söz mü?

- söz

- işlerimi bitireyim, inerim çarşıya ararım seni, bugün pizza yiyelim mi

- olur, bende özledim zaten

- öpüyorum seni bitanem

- bende seni her yerinden öpüyorum bebeğim.

bırakır telefonu, karşıya masaya şefine seslenir

- mehmet abi ben şu askerlik işini halletmeye gideyim
şubeden kağıt geldi. nasıl anlatacağım abi guzuma, onu düşünüyorum.

- korkma oğlum ya, kısa dönem gider gelirsin. vatan görevi herkes gitti geldi

- abi öyle deme, ben onsuz bir gün geçiremem, kaç kere denedim, bu kadar bağlı kalmayım, az uzak durayım özleyeyim diye. bir türlü başaramadım. her saat özlüyorum. Özlememeyi özledim abi. geçenlerde memleketine gitti. ailesini görecek, bir hafta canıma yetti abi.
döndüğü gün kalktım geleceği otobüsün mola vereceği yere gittim oradan alıp gelecektim,
düşün öyle özlemişim. geçen sabah yorgun geldim ya ondandı. uykusuz kaldım. ben gittim
otobüsü mola yerinden çıkalı 20 dakika olmuş. yetişemedim şerefsiz otobüse, yolda yetişeyim diye bastım gaza, radara yakalandım, dünya para ödedim, gitti maaşın bir kısmı.deli oldum ya
şehre dönene kadar kafayı yedim, bu da cabası. abi bu aşk değil tutku denen bela galiba, sıyıracam inan ki. şu gözlerimin haline bak ya. uykusuzluktan. patron geçen ne bu halin dedi
efendim kem küm ettim, hadi neyse kendini fazla dağıtma dedi. söylemeden anladı adam ya.

- barış ciğerim kafayı çok takıyorsun. bu kafayla fazla üstelersen bozarsın bu olayı, üzersin bak kızı, git yap gel şu askerliği zaman bırak biraz bazı şeyleri. askerlik küçük gurbettir barış, ya gerçek gurbeti yaşasaydın ne olacaktı. ondan senelerce uzak kalsan değil mi. tadını cıkar
yaşa aşkını oğlum. bunu hayatında hiç bilmeyen görmeyenler var.

- bilmiyorum abi, bunu yaşadım ki acıyorum gerçekten gurbetçilere, allah yardımcıları olsun.
ama bu yaşadığım anlatılır bir şey değil ki. yaşayan bilir sadece. gücüm kalmadı abi. hafta sonları artık hep evdeyim, arayacak diye bekliyorum, anne babası sıkıyor biraz herhalde,
bana belli etmiyor ama ben anlıyorum. durmadan mesaj atıyorum. maaşın yarısı telefona
mesaja gidiyor. bizimkilerde geçen çektiler. derdin ne falan dediler. sanırım evlendirmeyi
düşünüyorlar da, para yok pul yok abi. aşk parasız bir halta yaramıyor ki. ona da diyemiyorum. bu iş çözümsüz abi. kendime bakamıyorken ona nasıl bakacağım ki.

- bırak gurbetçileri de sen asıl kendine bak, sapıtacaksın bu kafayla, akıllı ol, bozma şu güzelim olayını. sonra çok pişman olursun. biraz dizginle kendini.

- bizimkiler duysa ki dul, hayatta evlenmemize izin vermezler abi, keserler beni de. Biz seni
dul biriyle evlendirmek için mi büyüttük derler. peder dellenir ki sorma.

- o nasıl düşünce oğlum ya. dul kadın insan değil mi. çözülür bir şekilde, önemli olan
sizin bir birinize karşı sevginiz saygınız. bırak hadi bunları da git işini hallet.

- peki ben kaçtım abi, görüşürüz. İki saate gelirim herhalde

- selametle barış

ölüm var
görmeden gitmek
yaşamadan dönüşmek
sana ölmeden
yerim cehennem

üç ay sonra;

saçlarımı getirdim barışım sana, canım bağladım taşına, bundan sonra söz kesmem artık.

su yılı / denizin aktığı yer