Düğün Şiiri - Nurullah Arafatoğlu

Nurullah Arafatoğlu
41

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Düğün

Yar!
Kanın mıdır bulaşan gelinliğine?
Nazın mıdır yoksa düğün gecende hilalinin akı?
Nişanlın mı kollarından süzülen yıldız?
Yoksa evladın mı, on beşine varmamış,
Yüzyıllık ninniyle yatan düğün meydanında ?
Kaldırmış duvağını tüfeğinin, sarılmakta...
Bu kaçıncı düğünü, eşiğinde ağlaştığımız harabelerin?
Peki sen yâr ,
Neden her düğünde gelinsin?
Kaç delikanlı var uğruna can verecek?
Tabutuna seni kuşanacak kaç mukaddes evlat?

Yâr!
Duan mıdır uzanan Arş-ı a'lâya?
Ellerin mi yoksa karanfil kokmakta?
Hangi aşkla dikildin İstanbul'un surlarına?
Adın mıydı Mohaç'ı titreten o engin sada?
Duyulmuş gibi Tuna'dan, övünür Saraybosna
Yazgın mıydı her vechesi davullarla uçmağa götüren yol: Viyana?

Ey şehidimin ruhunu taşıyan kanatlı adiyat!
Ey karanlığı süzen kartal bakışı!
Ey göğüslerin pişmiş zırhı ey!
Surlara atılan heybetli tokat!
Kanı sancak, toprağı ecdad olan hey!
Çatlarsa bin yıllık kayan ürkme!
Nûr iner de çatlaktan tomurcuk filizlenir!
Ey yüzlerce yıl koşan küheylan!
Sen dönme kıvılcım saçtığın yoldan!
Gün olur bastığın yollar çiçeklenir!
Yakılır kandiller o düğün akşamına
Akın etmeden Mehmet düşman sathına,
En son sefere abdest tazelenir!
Ey toprağına abdestsiz basılamayan yurt!
Metin ol, taşırken binlerce şehidi!
Bağrındır kucaklayan bu peygamber neferini!
O ki methetti, şimdi dizindeki Fatih'i
Ey Fatih oğlu Mehmet!
Kurbanısın, uzatma Rabbine hasretini
O ki gönderendir boğaz harbine melaikeyi
Açılır yeni bir sancak, dönülmez artık geri!
Çekilirken göndere, kesilir sömürgenin hırıltılı nefesi!
O sancak ki, altındadır hilaller bile ezelden beri!
Göremez bu alemde onu hiçbir fani!
Ancak malum olursa uçarak gittiği mekan-ı ebedi,
Çekip de huzura götürürse ölüm meleği,
Gıpta ederken o vakit cümle kıyam ehli,
İçer peygamber eliyle mübarek âb-ı kevseri!

Kevser...
Ey kevser!
Menzili sen miydin Yemen'de kaybolan ordunun?
Plevne savunmasındaki mücerret taburun?
Ey kavgası olanların kutsal suyu!
Sana mıydı şehidimin çiçekler kokan yolu?
Ey Medine çölünde susadığım heyula!
Donarken dahi kanamadığım Sarıkamış'ta!
Sen miydin bizi götüren o düğün meydanına?
Her düğünün gelini hilal sancağımızla!
Uğrunda kesilen kınalı başlarımızla!
Yine bir kuşluk vakti pusatlarımızla!
Kopmuş gibi yalçın tepelerden nidâlarımızla!
Vuralım batılın zelil olmuş putlarına!
Vururken açılsın her cephede gökler
O vakit gayz ile fışkırsın göğsümüzden şehadet
Susmasın davullar susmasın, çalınsın mehter
Kalksın alınlardan asırlık esaret
Hoş geldin desin bütün şehitler hoş geldin:
"Hoşgeldin ey Sahib-i Merhamet..."

Nurullah Arafatoğlu
Kayıt Tarihi : 12.8.2023 12:27:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Ay yıldızlı al bayrağa yazılmış bir şiir.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Nurullah Arafatoğlu