konuşamıyor musun?
dilini mi yuttun?
dudakların mı kayıp?
geceleri sarılamadan uyuduğum güzellik,
rüyalarıma alamadığım sevgili....
baş tacım,
temel taşımdın eskiden....
inatçı duygularımın eseri,
kalbimle gördüğümdün...
ne oldu?
içindeki şeytanı terketmezsen,
kan damlar gözlerinden...
konuşamazsın,yüreğin tutulur...
başka şafak vakti göremezsin,
bir baş izi bile bulamazsın,
yanındaki yastıkta...
yalın yaşadım ben,
yalan değil,ikisini karıştırma aklında...
dudaklarını eskisi gibi güzel görmek isterdim,
boyalı değil,
dökülenleri kalbime alabildiğim günlerden bahsediyorum....
özenle seçtiğim ve gösterişli hale getirdiğim,
ne evimiz ne başka bir şey,
sadece kalbimdi sana verdiğim...
şaşırmış kalmış,yorgun,siyah damlalar arasında
kavga eder gördüm seni,
gözlerin,
gelmesini beklediğin bir şey arıyor...
sakın konuşma diyecektim az daha
ama
dudakların yoktu senin...
anlatabilsen,
duyardım en uzaklarda olsam da,
anlayabilirdim seni...
dağılıp,ufalanmana dayanamam yine de...
sevgi bin şekilde yaşar içimde,
öfkelenip,
her eline aldığı bardağı kırmaz,
temizler,
parlatır,
aldığı gibi bırakır yerine....
zaten,
iki insan konuşur değil mi?
yalnız başına,
kendine ne anlatsan,
kandırırsın...
insan en güzel kendini aldatır...
demiştim diyeceğim günlerin gelmesine az kalsa da,
dudaklarım kaybolacak bir süreliğine....
bir gün her şey çıkıp gidecek,
ne can kalacak,ne de canan...
hep aşk yazılır,
aşk hep yaşanır,
sadece kişiler
ve
dudaklar değişir...
Kayıt Tarihi : 11.3.2018 20:20:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!