Yıldızlar kadar aydınlatamadın karanlık gecelerimi; dualarımda değilsin artık.
Umutsuzluğun buzdan elleri sardı her yanımı, bir enkaz gibiyim şimdi.
Ne bir ışık sızar içeriye, ne de bir ses gelir uzaktan;
Sadece kahır var omzumda, bitmeyen bir yorgunluk, uzayan bir kış.
Ah, bu dünya ne kadar zor; nefes almak bile bir zulüm artık.
Boğazımda düğümlenen her isyan, susturulmuş son bir feryat gibi asılı kalır.
Koştum hep sana doğru; ellerimdeki kesiklerle tökezledim.
Ama sen, o gölgeli yokuşta sessiz bir hayalden öte değildin.
Bunca çaba, bunca söz, hepsi kaybolan bir nehir, bir sis oldu.
Şimdi yorgun düşmüş ruhum, ne bir liman bulur, ne de bir nefes.
İnsan en güvendiği yerden mi vurulur böyle acımasızca?
Kırık bir ayna misali döküldü tüm inancım; ruhum kaldı darağacında.
Neydi vaat ettiğin o yalan sevinçler, nerede o sözler şimdi?
Küllerimden doğmak istedim; ama her yanım küf içinde, her yerim kirli.
Bir zehir gibi sarmış kalbimi bu dipsiz keder, ruhumu boğuyor.
Gözlerimdeki o son pırıltı gitti; geriye yalnızca derin bir sızı kalıyor.
Bu kahır ki ne bir şarkıyla diner, ne de zamanla geçer, bilirim.
Ve yalnızlık, ağır bir gölge gibi her gece üzerime çöküyor.
Taş kesilmiş kalbim, ne hissetmek ister ne de yeniden bir heves;
Çünkü her yakınlaşma, her anı ardında yeni bir yara demek, yeni bir gözyaşı.
Lanet olsun bu döngüye, bu bitmeyen düşüşe, bu kahreden yalnızlığa.
Boşa harcanan o ömür, o masum sevgi, yandı gitti bir rüya uğruna.
Okyanusun dibindeki kayıp bir gemi gibi erişilmez artık tüm güzellikler.
Ben de bir hayalin bekçisiyim; sessizliğimle baş başa kalırım her sefer.
Hani bir gün her şey bitecekti, hani güneş doğacaktı o en son kıştan sonra?
Bütün o yalanlar, şimdi kulağımda uğuldayan boş bir vedanın rüzgârı.
İsyankârım evet, bu nankör, bu sahte dünyanın düzenine.
Ömrümden çalınan her zaman, bir kurşun gibi saplandı yüreğime.
Ne bir çıkış var artık, ne de geri dönülecek bir sığınak kalıyor.
Bu dipsiz kuyuda çaresizce, son nefesimi bekliyorum.
Varsın kalsın gecelerim zindan, varsın yansın tüm gökyüzü.
Ben artık kendi yıkımıma razı, kendi hüznüme tutkunum.
O son ışık kırıntısı da söndü; geriye buz tutmuş bir boşluk kaldı.
Ne bir beklentim kaldı artık, ne de merhamete sığınacak gücüm.
Yıldızlar kadar aydınlatamadın karanlık gecelerimi; dualarımda değilsin artık,
Çünkü sen de bu yalan dünyanın en büyük yanılgısısın artık...
Kayıt Tarihi : 27.11.2025 22:49:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!