_ çılgındın sen
cellat
kütüğüne yatırıp sabahın sessizliğini
gece
atlılarını saldığında kemiklerime günışıklarında
daha gökkuşağı tanyerine yabancıydı
ve bir yola çıkmıştık seninle beraber
En küçük esinti bile yüzümü budadı, zaman geceyi dürerken şimşeklerle ve yolumuza aktığında uçsuz bucaksız demirden evlerin pencerelerinden kızıl bir bahar; yinede öylesine güzeldi ki senin demlerin..
geceye sığınmıştım
geceyle bende ölmüştüm
kırılgan dallarda dut toplamanın güvensizliğiyle yürüyordum
geceye
_ sevi sendin
tembel güneşte
sabahın neminde solurken aydınlıkları
ağır yağmurlarla gidiyor artık nisan soğuklukları
sevecen gözlü yalnızlık ve tuzaktı dut lekelerinde verdiklerin
sevgi gösterilerin tutkuda çürümüş yonga oldu
tüyleri dökük kuşlar ve yengindeki iyi niyetimin
Sırtını doğan güne dönük olarak gömün demir pençelerden uzak tuttuğum sevdiklerimi ve yanına içe dönük kaygılarımı, sorguya çekilen yürek çarpıntılarımı; şimdi nerede kaldı ürpererek yola çıktıklarım...
_ dem tuttuğunda
tan sökümününün ardından
kaya çatlaklarında da uyurduk
pekte güzel
yarım ağızla merhaba demek yerine
dostun ayırdına vardığımda bir dem...
Enver Levent Batur
Kayıt Tarihi : 19.6.2017 12:49:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bindiği arabanın türküsünü çalanlara...
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!