Dostum, Nasıl Olsun Tostun?

“ Bitirim Sohbetleri – II ”

Dostum, heyt be maşala yani,
canavar gibi görünüyorsun?
Yakıyorsun yine ortalığı…

İyi ki geldin, açıkmışım bende,
ama tek başıma yiyesim yoktu.
İki bana yeter, iki tanede sana yapayım,
hem yeriz hem muhabbet ederiz.

He dostum,
nasıl olsun tostun?

Kafama göre mi yapayım?
Her zaman ki gibi diyosun.

Ülen ne tatlı dilli adamsın be,
Benim elimden ne olsa,
güzel oluyo demek ha!
Helâl valla sana, aslan parçası…

Noldu olum senin şu kız meselesi?
Canın onamı sıkkın yoksa, he?
Aloo, asma ya suratını,
Heh al pişti seninkiler,
Başla sen, soğutma…

Çay mı ayran mı içersin yanında?
Ya başla babacım sen,
pişiyo benimkilerde.

Keçi inatlı, tamam hadi,
aldım bende birini, al çayını da,
ne o, barışmadınız mı?

Konuşamadınız demek, sağlık olsun.
O lâvûk halâ peşinde mi kızın?
Şeytan diyo git kır kafasını,
Neyse tamam, sakinim.
Var mı yapabileceğim bir şey?

Asma lan suratını,
bak yeni bi fıkra dinledim,
bomba kopacaksın şerefsizim…

Şimdi bizim Temel’le Dursun
astronot olmuş anadın mı…
………. ………… …………… ……..!

Ne gülmedin be oğlum,
ben duyduğumda koptum valla,
bilmediğim başka bir derdin mi var lan senin?
Paraya ihtiyacın var mı? Al hemen bunları,
üstümde bu kadar var, ama bulurum daha lâzımsa…

Eeee ne o zaman biraderim?
Can iste, var bir tane vereyim hemen.

Anladım ben seni, anladım,
Aklın o kara kızda senin.
Kalk hadi, gidiyoruz âşık oğlan…

Bırak şimdi tostu mostu hadi,
Adam gibi yemek yeriz sonra.
Ben varsam bu âlemde,
kimse üzemez benim dostumu…

00.31 – 10 Aralık 2009
Başakşehir - İstanbul